Çocukluğumuzda yaşadığımız bir hâtıra, çok defâ senelerin zemînine gömülü yattığı kadar, haberimiz olmadan işlenir, gelişir ve hakîkî ifâdesini bulur.
Biz ise onu kaybettiğimizi, unuttuğumuzu zannederiz ki bu hâtıra, artık saklı olduğu yerde kalamayacak bir inkişafı gösterdiği gün, birdenbire câriyelikten sultanlığa yükselip fakir baba bucağını dolaşmaya gelen bir güzel gibi, kapımızı çalar.