Akçasaz'ın Ağaları 2

Yusufçuk Yusuf

Yaşar Kemal
En önemli insan yoklukla, imkansızlıkla savaşarak kendini yaratan insandır... Kendi kendini yaratan insanlara bir gün olsun rahat yüzü yoktur. Onlar ölünceye kadar zorlukları yenmek, engelleri aşmak zorundadırlar. Başka bir çareleri yoktur. Ya olduğun yerde kalacaksın, ilerlemek istedin mi de ölünceye kadar uğraşacaksın. Bulduğun yerden daha yüksek bir yere atlamak istedin mi, canından, gururundan vereceksin. Hiçbir şey karşılıksız elde edilmiyor. Bu dünyada yer değiştirmek kadar pahalı şey yok.
Uzadıkça uzamış, biraz da tütün zifirinden sapsarı kesilmiş parmaklarının tırnakları apak, kireç gibiydi. Derviş Bey, işte ancak ölülerin tırnakları böyle uzar, diye düşündü. Önce insanın tırnakları, sonra elleri ölür, dedi kendi kendine.
Reklam
Ve Çukurova göğünde bir tek kartal gözükmez oldu, bir tek karakuş, bir tek doğan... Bir Kurt, bir tek tilki... Atlarla birlikte, kartallar, çaylaklar, karakuşlar da gittiler. Kurtlar, tilkiler, sırtlanlar, çakallar da...
"O iyi insanlar, o güzel atlara binip gittiler."
Sayfa 7 - YKY Yayınları
İnsanlar her şeyi herkesten saklama­yı öğrenmişlerdir. Ama kendilerini en az kendilerinden saklayabi­lirler, insanoğlu kötülük saydıklannı, zulüm, işkence, korkaklık­larını kendilerinden bile saklarlar. Saklayamadıklannı da bağışla­manın, olumlulaştırmanın bir yolunu mutlaka bulurlar.
Sayfa 594Kitabı okudu
Bu dünyada adam olanın, yiğit, yürekli, insan, dost olanın başına her türlü belalar gelir.
Sayfa 589Kitabı okudu
Reklam
İnsanı köylü de olsa aşağıla­mayacaksın. Bu pisler hiçbir şeye alınmıyorlar da, tarih boyun­ca köpekler gibi süründüklerine, solucanlar gibi süründükleri­ne, böyle yüze yüz, karşıdan aşağılanırlarsa çok alınıyorlar
Sayfa 556Kitabı okudu
Allah Türk köylüsünü tem­bel yaratmış. Onun tipik karakteristiği tembelliktir. Bağrını açıp sabahtan akşama kadar güneşin karşısında yatmaktır işleri. Dikkat buyurula, yatmaktır işleri ...
Sayfa 556Kitabı okudu
Bu halk adamları öyle Allahın belası adamlar ki övünmesini bile bilmezler. Başlarından öylesine işler geçmiş ki, o kadar darbe yemişler ki yukardan, babaları olsa güvenmiyorlar. Bu insanlar tepeden tırnağa güvensizlik.
Sayfa 464Kitabı okudu
Bir de toprak reformu sözüdür ağızlarında. Memleket zaten küçük parçalara ayrılmış. Sefaletimizin, geriliğimizin başlıca sebebi bu. Toprak dağıtımı yapacağına, a adam, yüz bin, iki yüz bin dönümlük çiftlikler kurdur. O zaman gör memleket nasıl kalkınır.
Sayfa 460Kitabı okudu
Reklam
Koşulları değiştirmeden insanları değiştirmeye kalkmak bir ahmaklıktır, bir boş çabadır.
Sayfa 436Kitabı okudu
Gurbet bir ölüm, bir korkunç bilinmezdir. Karanlık, ıssız, sonsuz ve dönülmez. Tekmil yanık, kahreden türküler gurbet üstünedir. Gurbete gideni döner mi sandın?
Sayfa 395Kitabı okudu
"Gurbet batsın," diyorlardı. "Bu çocuğun bu hali nedendir?" "Neden olacak, sılası vurmuş başına ... " "Gidemez sılasına ... Varamaz." "Gurbet batsın." "Kimin kim olduğu belli olmaz ki gurbette." "Gurbet batsın."
Sayfa 394 - KöylülerKitabı okudu
Çok tanıdık :)
Allaha inanmazdı Kabakçıoğlu. Hiç mi hiç inanmazdı. Yal­nız seçimlerde dindar gözükür, camiye gider namaz kılardı.
Sayfa 349Kitabı okudu
Herkesin iki, üç, dört karısı vardı. Olmaz mı? Yeter ki zengin ol...
Sayfa 342 - YusufKitabı okudu
Resim