Her kitap farklı bir yolculuktur. Bu kitapla yolculuğum Doğu ya Cübeyl e, son Cenevizlilerden Baldassare Embriaco nun antikacı dükkanında eski kitapları koklamaya..
Kitabın kapağını kaldırdım ve hoopp 1665 yılındayım, etrafımı meraklı gözlerle incelerken birde ne duyayım gelecek yıl yani 1666 yılı Canavar yılıymış, kehanetlere göre dünyanın batacağına inanan insanların arasına düşmüşüm...
Neyse efendim Mazandarani nin tılsımlı Yüzüncü Ad isimli kitabının peşine düştük. Kuranda geçen Allahın doksan dokuz isminin yanı sıra gizli bir yüzüncü adın varlığından bahseden kitap Canavar yılından kurtulmak için gereksinim duyulan tek şey. Cübeyl de yaşayan antikacı dükkânı sahibi Baldassare eline bir şekilde gelen bu kitabı Şövalye Mormantel e sattığı, sonra kafasına birşeyler dank ettiği için yeğenleri ile yardımcısını alıp sonradan aramıza dul Marta nın da katılacağı upuzuunn bir yolculuğa çıktık. Yollarda bir sürü altın harcadık, hayır boğazımıza harcasak üzülmeyeceğim Dul Marta nın onu terketmiş kocasını bulup ondan imzalı bir kağıt almak için gidiyor çil çil sultani altınlar..
Önce Konstantinopolis sonra İzmir, Sakız adası, Cenova, Amsterdam, Londra derken yolda karşılaştığımız şaşkınlık verici olaylar umudumuzu tüketirken bu kitaba da ismini veren Mazandarani nin Yüzüncü Ad kitabını bulduk mu dersiniz ?
Yine Amin Maalouf okurken çok büyük keyif aldım. Tarih ve kültür kokladım. İçine bir parça aşkında karıştığı macera dolu bu yolculuktan kitabın kapağını kapayarak ayrılıyorum, türü sevenlere şiddetle tavsiye ederek...