Sema Kaygusuz ile “Yere Düşen Dualar” ile tanışmıştım. Romanın kurgusuna, zengin ve işlek diline hayran kalmıştım. Ah” ve “Tüh” bölümlerinden oluşan “Yüzünde Bir Yer” romanını da çok beğenerek okudum. Kitabın ön sözünde babaanne Bese’nin Dersim’de yaşadığı ve içine gömdüğü acılar yer alıyor. Yazar, Bese’nin suskunluğunu, acılarını, yaşanmışlığını kutsal kitaplarda da yer alan “incir ağacı”yla bütünleştirerek anlatıyor. Bereketin, bilgeliğin simgesi Zevraki adı verilen ağaç eserde kadını temsil ediyor ve ete kemiğe bürünerek unutulan, bellekte iz bırakan kederli öyküyü dillendiriyor. Hızır ve Zülkarneyn’in de eşlik ettiği anlatı kültürel, dinî ve mitolojik öğretilere yer verilerek aktarılıyor. Sema Kaygusuz’un dilinden süzülenler, yaşanan acıları tekrar canlandırıyor; göç eden susturulan insanların sızısını, yazgısını büyüleyici bir anlatımla gün yüzüne çıkartıyor.
Ağaç bu. Hep başka türlü eyliyor insandan.
Unutmuyor, ama hiçbir şey hatırlamıyor da.s.84