Yüzyılın Aşkları
Can DündarYüzyılın Aşkları Sözleri ve Alıntıları
Yüzyılın Aşkları sözleri ve alıntılarını, Yüzyılın Aşkları kitap alıntılarını, Yüzyılın Aşkları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sonunda bu dualar gerçek oldu.
Bedri Rahmi ruhunun çektiği acıları, yeniden kapandığı resim atölyesinde dindirdi.
Ve sonunda oğluyla eşinin yanına döndü.
İşte yeniden ilk tanıştıkları yıllardaki gibi Paris'teydiler.
Mustafa Alabora
Sonra Afife, o eczacıya aşık oluyor. Dayımla birlikteyken aşık oluyor. Ben öyle biliyorum, annem öyle anlattı. Dayımı da, onu da anlamaya çalışıyorum. Ben de bugün dönüp o güne baktığımda o adama neden aşık olduğunu da anlıyorum. Çünkü ondan uyuşturucu tedarik ediyor.
Yani orada bir aşktan çok, bir çıkar ilişkisi varmış gibi geliyor bana.
Tırmananın, tökezleyeni elinden tutup kaldırması bekleniyordu .
Ama tersi olacaktı.
O yüzden ünlü besteci, yıllar sonra, "Daha önceleri neredeydiniz?" diye soracaktı.
Eşinin sabahlara kadar oturup içmesini istemiyor, onu düzenli bir hayata çekmeye çalışıyordu.
Ancak sofrada Paşa'ya ilk ismiyle hitap edip, "Kemal çok içtin, yeter," diye uyarması, yakın çevrede yadırganıyordu.
Halen Cumhurbaşkanlığı arşivinde bulunan bir belgeden Mustafa Kemal Paşa ile Latife Hanım'ın 13 Ocak 1923 günü ayn şehirlerdeyken nişanlandıkları anlaşılıyor.
1922 yılı gelip de zaferi kazanan Türk ordusu İzmir'e doğru yürüyüşe geçtiğinde, Latife Hanım babasından izin alıp dadısıyla birlikte İzmir'e döndü.
Boynundaki kolyede Mustafa Kemal Paşa'nın bir fotoğrafı vardı.
Fotoğraftaki adam, bir süre sonra kocası olacaktı.
Kurultaydan sonra trene atlayıp Moskova'ya döndü.
1 9 2 1 başında Moskova'da eşinin hasretiyle karakalem portrelerini çizdi.
Ve o yıl, Moskova'dan, kızı Türkan'a gönderdiği oyuncaklara şu notu ekledi:
Ancak bu mutluluk tablosu uzun sürmedi.
Enver Paşa eşinin yalvarmalarını dinlemeyip tekrar Rusya' nın yolunu tuttu.
Kısmet,ŞehzadeSüleymanEfendi'nin kızı NaciyeSultan'dı...
Fatoş artık bir mahpus eşiydi.
İki yıl öncesine kadar hapishanenin ne olduğunu bilmez ken şimdi 1O dakikalık görüş için gün boyu kuyruk bekliyor, kocasına kazaklar örüyordu.
İpek Kıramer
Hiçbir şeyden habersiz genç bir kadın düşünün, 23 yaşında... Çocukla ikimiz yatak odasında karşı karşıya kaldığımız anda dedim ki, "Nasıl yapayım ben şimdi, onu öldüreyim, sonra kendimi öldüreyim, sonra..."
O kadar büyük bir facia var ki önümüzde, yani aşılması çok büyük bir dağ, Everest'ten daha yüksek bir dağ var; nasıl tepeye çıkacağız, nasıl becereceğiz? O zamanki tıbbi koşullar da belli. Ve biz başladık hastane, doktor; ilaç her bir şeyi denemeye...
İstanbul Müftüsü, din alimi Ömer Nasuhi Bilmen'den "zina" konusunda görüş istendi.
"Zina en büyük günahtır, cezası da recm olmaktır," cevabı geldi.
"Aşkın binbir yüzü vardır: Bazen tazecik bir bahar dalıdır; tutar sizi çiçeğe boğar. Bazen zalim bir hükümdardır; gözünüzü kör edip çıkmaz yollara sokar."
İki sanatçı önce Taksim'de Lamartin Caddesi'nin bir apartman dairesinde, sonra taşındıkları Fatih'te bahçe içinde bir evde, baş başaydılar artık... Afife Jale, yıllar süren sıkıntılarını Selahattin Pınar'ın şefkat dolu kollarında unutuyordu. Pınar'ın tamburu, Afife'nin müsekkini olmuştu.
Sende ben, imkansızlığı seviyorum, Fakat asla umutsuzluğu değil...