Hz. Özlü, hayatın ağır geldiği insanlardan. Tıpkı Sylvia Plath ya da Nilgün Marmara/gillerden. Hiçbir zaman, hicbir yere ait olmadan... Yol alan... Yol alan... Yol... Aidiyetsizliği aitlenerek... Yılların ve yolların bitmediği kentlere anılar sıkıştırarak... Kendinden başka her şeyi kabul etmiş, yaşama karşı ölüm desturu ile yazmak için yaşamış. Bunalımlı dünyamızın "gamlı" yazarı. Bu kitap merkezden çevreye akan insanların kitabı değildir! Çevreden merkeze yönelimin kitabıdır. Tıpkı, Alageyik'in gizemli varlığı gibi... İnsanı makyajli dünyadan alıp yürüten, yürüten... Yürütürken düşündüren, sorgulatan... Neyse kimlik bıraktıran... Neyse dava solduran... İnsanı yalnız insan yapan. Edip Cansever'in düz insanı... Sade insanı... Bu birçok insanin kutsal kitabı... Yaşamın Ucuna Yolculuk ve Çocukluğumun Soğuk Geceleri gibi...
Evet, Tarkovsky haklıydı: ''fazla büyük usta kalmadı.
zamanımızın gerçek kötülüğü budur '' demişti.
İyi okumalar...