Mary O'Rourke, mucizevi bi şekilde, harika kocası Daniel'i ve güzel bebekleri Hope'u o elim kazanın ardından gittikleri öte dünyadan geri getirebilmişti adeta. Şimdi yapması gereken tek şey onları yanında tutabilmekti. Yaşadıkları rüya değil, gerçek olmalıydı. Bunun nasıl mümkün olduğunu bilse her şey daha kolay olacaktı. Belki de biliyordu... Bir antika dükkanında, tanımadığı birisinin yüzüğünü taktığında, yüzük genç kadını, paralel bir dünyada yaşayan Daniel ve Hope'un yanına taşımıştı. Bu sayede Mary, ailesine tekrar kavuşmuştu. Genç kadının hayatını değiştiren o gün, bu sefer farklı yaşanmıştı. acaba ona yeni bir hayat şansı mı verilmişti? Mary bunun anlamını çok öenmsemiyordu. Kocasını ve kızını kaybettikten sonra geçen altı yılı bunu hayaliyle geçirmişti. Şimdi yaşadığı rüyayı gerçeğe çevirme zamanıydı. Bir dakikasını bile bu amacın dışında yaşamak istemiyordu. ancak kader ona farklı bir oyun daha oynuyordu.