Her çağın hak ettiği kahramanlar var.
Lermontov, Rus ruhunu kendisinden önce hiç kimsenin yapmadığı gibi açığa çıkarıyor. Roman, o dönemdeki toplumsal koşulların keskin bir eleştirisiydi aslında düpedüz bir provokasyondu. Peçorin, zamanın tüm ahlaksızlıklarını somutlaştıran zeki, kötü niyetli, şanssız bir arketip. Hayatının çeşitli kesimlerinden kısaca çizilen olay örgüsü, çeşitli anlatıcılar tarafından çok farklı bakış açılarından ve çeşitli zamanlamalarda ileri ve geri anlatılıyor. Son derece zeki ve bencil, ancak bir çocuk ruhu kadar hassas bir yapıya sahip bir anti kahraman. Eylemleri üzerine düşünerek ama onları değiştirmeyerek gerçekleştiriyor. Başkaları tarafından sevilmek ya da nefret edilmek ona hemcinsleri üzerinde güç veriyor daha doğrusu ona göre mutluluğun doruk noktasıdır. Bu hikâye, insan ruhunun uçurumlarının derinliklerine iniyor ve tüm çaresizliğini ve çelişkilerini gizli bir alaycılıkla ifade ediyor. Peçorin’in, o hassas ve naif yanını keşfettikten sonra sevmemek mümkün değil, çeşitli bölümlerde kalbim acıdı...
Bu kitaba mutlaka bir şans verin.
Lermontov, Temmuz 1841'de bir subayla yaptığı düello sonucunda hayata veda etti ve henüz 27 yaşındaydı.
Kaderin ironisi mi yoksa başka bir şey mi bilinmez ama Rusya dört yıl içinde en büyük şairlerinden ikisi Puşkin ve Lermontov'u kaybetti. Her ikisi de daha önce kitaplarında anlatıldığı gibi öldü.