27 yaşında Puşkin gibi düelloda öldürülen Lermantov'un ilk ve tek romanıdır Zamanımızın Kahramanı.
Rus Ordusunda bir subay olan Peçorin'in hikayesidir kitap; Peçorin üzerinden iç dünyasına dönerek varoluşu sorgulayan bir insan portresi çizer Lermantov, özellikle Peçorin'in güncelerinin olduğu bölümde sağlam psikolojik tahliler ve analizler yapar kitap.
Peçorin bir anti-kahramandır, gereksiz adamdır, başarısız, mutsuzdur ve ilgi görür ama yabancıdır da insanlara ve toplum kurallarını reddeder.
Kitap ana kahraman üzerinden yaptığı hayata dair derin varoluşsal sorgulamalarla mutlaka okunması gereken bir kitap...
Şu cümlelerle bitireyim kitaptaki sağlam psikolojik analizlere örnek olarak;
"bütün dünyayı sevmeye hazırdım, değerlendiren çıkmadı; böylelikle de nefret etmeyi öğrendim. renksiz gençliğimi, kendime ve dünyaya karşı giriştiğim savaşta tükettim. alaya alınmaktan korktuğum için en iyi duygularımı yüreğimin derinlerine gömdüm, orada silinip gittiler. hep doğru söyledim, inanılmadım. o zaman kandırmaya başladım. kibarların dünyasını, toplumun işleyişini iyiden iyiye kavrayınca, hayat biliminde ustalık kazandım; başkalarının bu ustalığı kazanmadan mutluluğa nasıl ulaştıklarını gördüm; benim hiç yılmadan erişmeye çalıştığım önceliklerin tadını, onlar kendilerini hiç yormadan çıkarıyorlardı. o zaman içimi bir karamsarlık kapladı; tabanca kurşunuyla giderilecek türden bir karamsarlık değildi bu: soğuk, çaresiz, sevimliliğin, iyi niyetli bir gülümsemenin altına gizlenen bir umutsuzluktu. ruh yönünden sakat olmuştum. ruhumun yarısı yoktu; solmuştu, uçmuştu, ölmüştü. ben de o yarıyı kestim attım."