Külrengi zamanların çocuklarıydık
Yıllar geçti aynada kırışıklar edindik
Yine solgun adamız düşen yapraklar gibi
Gün gelir rengimizi değiştirir dünyamız
-Bakarsın rengimiz dünyayı değiştirir-
Bir sevinç bulmalıyım kendime
Hiç yoktan bir sevinç
Öyle büyük şeyler beklemeden
Sıradan bir gün içinde
Örneğin soluduğum, yediğim, içtiğim
Sevdiğim için güzel bir kadın
Bir oğul büyüttüğüm
Bir çiçek suladığım
Ekmeğimi paylaştığım bir dostla
Öyle büyük şeyler olmadan yaşamımda
Büyümek kaçınılmaz bir sondu
Ve ne zaman büyümeye başlasak
Elimizden bir oyuncak alındı
Bir acı tutuşturuldu
Hüzün her zaman yakamızdaydı
Kurumuş yapraklardı anı defterlerinde
Sevgilinin bakışlarındaydı, önlüğündeydi
Yürüyüşünde, gülüşündeydi hüzün
Ben ne zaman büyüdüysem vuruldum
Ne zaman büyüyen bir çocuk görsem
Yeniden vurulurum
Bir kuş uçsa gecelerin içinden
Işık parlasa ansızın
Türkülerle uyanırım o sabah,
El yüz yıkarım, taranırım
Oğlumun gözlerindeki parıltı
Karımın göğsündeki kuş
Daha bir anlam kazanır
O sabah sokaklar yürümem için vardır
İnsanlar konuşmam için, sevmem için
Bir kuş uçsa gecelerin içinden
Bir kuş uçsa altın kafesinden
Korkuyorum, bırakma beni kendime
Bu deniz, bu dağ, bu bulutlar
Bu yağmur bir gün nasıl biter de
Ansızın sonsuza çeker giderim
Gider isem bu denize doymasız
Gider isem bu dağa bu buluta
Bu çirkine, bu güzele; dünyaya
Bırakma beni kendime, korkuyorum