Ölüm bir çiçeğin solması gibi, bir kuşun yaşlanıp ölmesi gibi, ansızın bir kedinin damdan düşmesi gibi hayatın içindeydi o zamanlar. Kadını erkeği, yaşlısı genci sadece ve sadece birbirlerinin gözlerinde yok olurlardı çünkü. Yok oldukları yerde varoluyorlardı sonra. (...) Bu yüzden yakınları öldüğünde gözlerini kapatırlardı önce.