12 yaşında bir çocuğun evlatlık olduğunu öğrenip evden kaçmasıyla başladı tüm hikaye. daha sonra sokakta o çocuğa tecavüz edilmesiyle devam etti asıl dram. zargana o günden beri kayıp ruhunu aradı, parçalanmış benliğini onarmaya çalıştı, kaybolan insanlığını bulmak için hayatını bölüm bölüm ayırdı ve bu bölümlere yazdığı senaryoları başkalarına oynattı, kendi hayatına dışarıdan bakıp insan olduğunu ya da nasıl insanlığını, benliğini kaybettiğini hatırlamak için. ama bu hiçlik havuzuna battığı ilk zamanlarda, zargananın elinden tutup kurtaran eli asla unutamadı, hatta aşık oldu ve hikaye hiç olarak tamamlandığında da var kalan tek şey aşklarıydı. hakan günday, gerçekten yaratıcı bir yazar.