Savaşı, insanların gözleri, kulakları, ağızları çıkarıyor," demişti annem. Haklıydı. Onlar ki; gözleri, kulakları ve ağzıyla savaş çıkaran zavallı insanlar. Yaşadıkları her bir güne aç bir akbaba gibi başlıyor, gözleriyle arıyor, kulaklarıyla izliyor, ağzından salyalar aka aka avlanıyorlardı. Avları yaşamdı, zamandı; başkalarının hakkı, diğerinin özgürlüğü, ötekinin yaşama tutunabilme umuduydu. İnsan insanı avlıyordu ve böyle böyle büyüyor, güçleniyorlardı.