“Zehra”
“Nabizade Nazım”
Eser Tanzimat Dönemini en iyi yansıtan romanlardan birisi olarak gösterilmektedir. Hatta başarılı bir psikolojik roman özellikleri de barındırmaktadır.
Dönemin ahlaki yapısını yansıtması, toplumun eğlence anlayışını aktarması, istanbul semtlerini ve özelliklerini anlatması açısından mini belgesel niteliği de taşımaktadır.
Örneğin Küçüksu eğlenceleri, göksu gezileri, dönemin ünlü mekanlarının - Fransız Tiyatrosu, Verdi Sinemaları, Tepebaşı Tiyatrosu, Konkordiya ve Kristal - o dönemdeki işleyişi ve sonrasında yerlerini nelere bıraktığını anlatması tarihi önem taşımaktadır.
Teması; kıskançlık, aşk, ihanet ve intikamdır. Suphi, Zehra, Sırrıcemal ve Ürani karakterleri üzerinde başarılı bir kurguyla entrikalı ve sürükleyici bir ortama çeker okuyucuyu. Heyecan uyandırır ve sonuna kadar devam ettirir bu havayı...
Bu Eserler bizim ilk deneyimlerimizdendir. Türk Edebiyatımızın tarihi ve ayaklarını bastığı yerlerdir. Bu anlamda değerlidir. Okunmalı ve okutulmalıdır. Yeşilçam efsanesinin de bana göre beslendiği topraklardır.
Eserde en çarpıcı olaylardan birisi ; Zehra’ nın Monte Cristo eserin okuduktan sonra intikam alma düşüncesinin pekiştirmesidir ki bu anlamda belki referansla zenginleşen ilk romanlardandır.
Eserden bir alıntı;
“ düşünce.... aşkın öncüsüdür....”