Kitap her ne kadar Suphi'nin yaşadıkları üzerinden ilerlese de aslında baş karakterimiz Zehra ve kıskançlığından doğan intikamıdır. Romandaki tüm trajik olaylar Zehra'nın isteği sonucu olmuştur. Biri hariç. O harici sondan duyduğu pişmanlıkla yıllarca oynadığı intikam oyununa pişman olur. Çoğu kişinin sonunu kendisinin getirdiğini geç de olsa fark eder ve bu yükle yaşayamaz. Sırrıcemal, Ürani, Münire Hanım ve Suphi... Biri intihar eder, biri katledilir bir diğeri ise üzücü bir şekilde ölür. Kitabın sonunda sağ kalan tek karakter ise hapishanede suçunun cezasını çeken Suphi olur.
Kitabın dilini ve akıcılığını çok sevdim. Özellikle 1800'lerde yazılan bir romana göre günümüzde hala birşeyler hissettirmesi önemli bir nokta bence. Bir iki kısımdaki olayları anlamakta zorluk çektim fakat o kadarı da olsun artık dedim. Roman günümüzden 200 yıl önce yazılmış nasıl olsa. Okurken kendimi o kadar kaptırdım ki kitaptan alıntı cümle yazmayı bile unuttum diyebilirim. Mutlaka okunulması gerekilen bir Türk Klasiği olduğunu düşünüyorum. Bir iki bilemediniz üç gününüzü alır.