Zehra
Nabizade NazımZehra Reviews
You can find Zehra reviews, Zehra book reviews, Zehra ratings on 1000Kitap.
Zehra, Türk edebiyatında ilk psikolojik roman denemesidir.İlk psikolojik romanımız olan Eylül ise Mehmet Rauf tarafından yazılmıştır.
Zehra, Nabizade Nazım'ın yazdığı tek romandır. Edebiyatımızın ilk köy- köylü konusunu işleyen ve uzun hikâye olan Karabibik gibi Zehra da realizm etkisi taşır.Zaten yazarın eserleri aşırı duygusallığa karşı çıkan Realist Aķım ve ayrıca Natüralizm etkisindedir.
Roman olaydan çok psikoloji odaklıdır.Birinci dönemden farklı olarak , tiyatro eserlerinin oynamak değil okumak için yazıldığı, sanat toplum için değil, sanat sanat içindir anlayışının olduğu, Tanzimat Edebiyatı 2. Dönemi sanatçılarından olan Nabizade Nazım, Zehra'da kıskançlık , intikam ve bunların sonuçlarını konu olarak işler.Bir yandan ise aldatma üzerinde durur.
Araba Sevdası romanında (Recaizade Mahmut Ekrem) Çamlıca’yı nasıl anlatılıyorsa, genel olarak gezinti yerleri bu romanda da aynı üslup ile anlatılır.
·
Not rated
Kibar büyümüş, genç bir delikanlı olan Suphi; patronunun evinin penceresinden Zehra'yı görür ve ona âşık olur. Bu aşkı karşılık bulunca evlenirler ancak bu mutlu evlilik Zehra'nın doğuştan gelen ve hastalık derecesinde olan kıskançlığı yüzünden çok uzun sürmez ve bir aile faciasına yol açar.
Kitabı okuduğunuz zaman Zehra'nın biraz olayların gerisinde kaldığını düşünebilirsiniz. Ancak bu noktada şuna değinmek istiyorum: Kitaptaki çoğu karakterde kıskançlığı görürsünüz. Zehra doğuştan ve hastalık derecesinde kıskançtır ancak diğer karakterlerde bu doğuştan ve hastalık derecesinde değildir. Yani kitabın ana teması "Zehra ve onun kıskançlıkları" değil, "kıskançlıktır". Peki kitabın ismi neden " Zehra" diyecek olursanız, olayları şekillendiren ve karakterleri etkileyen kişi Zehra'dır.
"Duygular bulaşıcıdır." derler ya işte ondaki kıskançlık adeta çevresindeki herkese bulaşır ve karakterlerin hepsi bir faciaya sürüklenir. Nabizade Nâzım romanı kaleme alırken her şeyi tam gerçekliğiyle ortaya koymak ister üstelik kitapta tulumbacılara da yer verdiği için bir süre tulumbacılar -bugünkü karşılığıyla itfaiyeciler- ile yaşamış, Şehzadebaşı tiyatrolarını incelemiştir. Zehra Türk edebiyatının ilk tezli romanı ve ilk psikolojik roman denemesidir.
Her ne kadar teknik kusurlar içerse de gayet sürükleyici ve okuması çok zevkli bir romandı. Keyifli okumalar...
Bu kitabın kıskançlık üzerine yazılı olduğunu aslında uzun zamandan beri biliyordum. Benim zihnimde canlanan daha çok çevresindeki herkesi kıskanan, güzel olan her şeyi bozmaya meyilli bir kızın anlatılmasıydı. Fakat okuduğumda gördüm ki durum öyle değil ve ne yalan söyleyeyim Zehra benim zihnimde canlanan konumundan daha iyi bir yerde şu an. Yazar Zehra'nın kıskançlık duygusunu ve intikam hırsını eleştirmiş ama Suphi'nin Zehra' ya yaşattıkları da yenilir yutulur cinsten değil. Suphi'nin yaptıkları karşısında kim hırsla dolmaz ki?Yine de Zehra'nın intikam planının sonuçları tüm kahramanlar için oldukça acı oluyor. Şunu da düşünmeden edemiyorum Suphi'yi Sırrıcemal'e iten Zehra'nın bitmek bilmez kıskançlığı mıydı?
Son olarak şunu not düşmek istiyorum: Zehra ve Suphi'nin birbirlerine aşık olma sebepleri belki de olayları içinde bulunduğum zamanın fikriyle değerlendirdiğimdendir bana oldukça garip geldi. Suphi nasıl hiç görmediği ve sadece kendisi hakkında kötü şeyler duyduğu bir kıza aşık olur? Aynı şekilde Zehra nasıl olur da sadece birkaç saniyeliğine gördüğü bir adama aşık olur? Belki de bunu anlayabilmek için 150 yıl önce yaşamış olmak gerekirdi, kim bilir?