Söz ve fiillerin akıllılığa delâlet etmesi: Akıllı kimsenin alâmeti susması, sakinliği, gözünü koruyup yerinde hareket etmesi ve hâdiselerin sonunu gözlemesidir. Arkasından zarar gelecek fâni arzulara aldanmamasıdır.
Yahya oğluna şöyle derdi: "Oğlum! Her ilimden biraz olsun öğrenmeye çalış! Kişi bilmediği şeylere düşman olur. Ben senin ilimden bir şeyin düşmanı olmanı istemem. Kim bir mevkiye ulaşır da orada kaybolursa yeri orası değil, daha aşağısıdır...."
İdris, Vehb b. Münebbih'in şöyle dediğini rivâyet etmiştir: "Ben, Allah Teâlâ'nın peygamberleri vasıtasıyla indirdikleri arasında şunu gördüm: "Şeytan, hiçbir şeyde mü'mine karşı zorlandığı gibi zorlanmaz. Yüz tane cahile tebelleş olur; yüzünü de kullanır ve hepsine boyun eğdirir. Mü'mine musallat olur; ne kadar zorlanırsa zorlansın kaşından bir tek kıl dahi alamaz... Şeytanın dağları taş taş sökmesi, akıllı bir mü'mini aldatmasından daha kolaydır; çünkü akıllı ve basiret sahibi mü'min onun için bir dağı yerinden oynatmaktan daha zor, demirden daha katıdır. Onu her türlü hileyle aldatmaya çalışır, güç yetiremez; kendi kendine, "Yazıklar olsun bana! Neden buna güç yetiremiyorum?" der. Sonra onu bırakıp cahile yönelir. Cahili kolayca aldatır ve ona dünyadaki cezaları kırbaçlanma, recm, tıraş, yüz kızarması, el kesilmesi ve asılma... olan çirkin fiilleri işletir. Sâlih amellerde eşit, fakat biri diğerinden daha akıllı iki kimse arasında doğu ile batı kadar fark olabilir."
..'' yavrum! her ilimden biraz olsun öğrenmeye çalış! kişi bilmediği şeylere düşman olur. ben senin ilminden bir şeyin düşmanı olmanı istemem. kim bir mevkiye ulaşır da orada kaybolursa yeri orası değil, daha aşağısıdır.''