Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme Yazılar

D. T. Suzuki

Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme Yazılar Posts

You can find Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme Yazılar books, Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme Yazılar quotes and quotes, Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme Yazılar authors, Zen Budizm - D.T. Suzuki'den Seçme Yazılar reviews and reviews on 1000Kitap.
Çevremizde gördüğümüz bütün bu çekişmeler, bu itiş-kakışın kökeninde cahillik yatıyor..
Mutlu olabilmek, birbirimize sevgi duyabilmek için bütün yeteneklerimiz var da, genellikle bu gerçeğe gözlerimizi kapıyoruz..
Reklam
Yerden bir toz parçası kalkacak olsa o toz parçacığında bütün yeryüzü kendini açıklamış olur. Bir aslan milyonlarca aslanı milyonlarca aslan da bir aslanı açıklar. Kuşkusuz binlerce binlerce aslan vardır ama siz bir tanesini tanıyın yeter.
Bugün sürdürmekte olduğumuz yaşam biçiminde gerçeğe uymayan bir kendi portremiz var, bir dünyanın portresi var, bir de hiçbir zaman umduğumuz gibi gerçekleşmeyecek olan geleceğin portresi var. Gerçek ben ile kafamızda yarattığımız ben arasındaki gerçek dünyayla kafamızda yarattığımız dünya arasındaki açıklığa ille kendi gönlümüze göre oldurtmak için öylesine çaba harcadığımız gene de çok kez gönlümüze göre oluşmayan bir geleceğe katlanmak kolay değil. Nesnel gerçekle kendi yaratımız olan gerçeği üst üste oturtacağız, olması olanaksız olanı yapacağız diye harcadığımız bunca çaba, emek , ter ve göz yaşı, bunca eziklik, bunca acı...
Ama uyandırılabilir. Kundalini yoga bunu yapmanın pek çok metodunu içerir. Örneğin, pranayama (nefes kontrolü) bu uyuyan enerjiyi dürtmenin bir yoludur. Nefes almak sizin yaşam enerjiniz -prananız- orijinal hayat kaynağınız ile gerçek varoluşunuz arasında bir köprüdür. Potansiyel ile gerçekleşen arasındaki köprüdür. Nefes alıp verme sisteminizi
Yaşamın şu katı gerçekleri dediğimiz şeylerle sürekli olarak karşı karşıya olmak zihnimizi kemikleştiriyor. Yumuşaklık kalmıyor, şiirsellik gidiyor. Orada yeşil otların bitmesine olanak veremeyen bir kum çölüyle karşılaşıyoruz. Basho’nun çağında yaşam daha böylesine şiirsellikten yoksun, böylesine tıkıştırılıp sıkıştırılmış değildi. Bambu kamışlarından yapılmış bir kulübe, bir kamış sopa, pamukludan yapılmış çuval gibi bir çul şair için çevresinde dolanmak, gönlünün çektiği, hoşuna giden köyde kalmak, her türlü yaşantıyı tatmak için yeterliydi. Bu yaşantıların çoğunluğu da ilkel bir yolculukta karşılaşılacak güçlüklerin getireceği yaşantılardı. Yolculuk çok kolay, çok rahat olunca yolculuğun ruhsal anlamı yok oldu. Belki buna duygusallık diyebilirsiniz ama yolculuğun uyandırdığı bir tür yalnızlık duygusu vardır, insanı yaşamın anlamı konusunda düşüncelere götürür. Aslına bakacak olursanız yaşam da bir bilinmezden ötekine bir yolculuk değil mi? Payımıza düşen altmış yetmiş ya da seksen yıllık ömrümüzde, eğer elimizden gelirse gizlerin örtülerini kaldırmaya çalışıyoruz. Bu kısa ömrü üzüntüsüz sıkıntısız da olsa kapalı gözle geçirmek bizi bu sonsuzluk duyarlığının yalnızlığından yoksun bırakır.
Reklam
250 öğeden 271 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.