Herkes bir rüya gibi, boktan bir düş, bir nokta gibi yaşayıp gidiyor, değil mi? Acı çekince, sevince ya da bir tehlikeyle karşılaşınca gerçek oluyor sadece.
Bütün yaşayan ve ölen yaratıklar, ben de dahil, kalıcı değiliz, kendimize özgü bir varlığımız da yok, bir varmışız bir yokmuşuz. Tanrım, var olmamız imkânsızdır o halde.
Ah dişlerini gıcırdatan dünya ah, bütün bunların sonu ulu bir sonsuzluktan, hepimizin yanılgısını kanıtlamaktan, kanıtlamanın bile hiçliğini kanıtlamaktan başka ne ola ki?