Yedi Meşale topluluğunun en genç şairi Ziya Osman Saba Cahit Sıtkı Tarancı'ya benzer bir duyarlılığın sahibi görüldü. Onun gibi Necip Fazıl Ahmet Kutsi ve Ahmeı H amdi gibi sairlerin çok gözde olduğu bir dönemde eser verdi. Fakat zamanla herkesteri farklı kendine Özgü bir tavır geliştirdi.
Ziya Osman Saba sonraki yıllarda Behçet Necafigil'in alabildiğine genişlettiği ev sembolünü ilk kez şiirlerine tema edindi. Az şeyle yetinme ölüme sığınma ve kadere boyun eğme temayülü herkese çağdaş bir Yunus Emre tavrı gibi görünmüştür.
Bütün şiir ve hikayelerinde kendi
yaşayışından sevdiklerinden yola çıktı. Büyük ihtirasların değil küçük mutlulukların ev ve aile hayatının çocukluğunun şiirini söyledi. Karamsarlığında nihilizmden eser yoktur. Sosyal doktrinlerle yabancı ideolojilerden olduğu kadar yaygın modalardan da uzak kaldı. Çocukluğunun ve ilk gençlik yıllarının saadetlerini şiirlerinde olduğu kadar hikayelerinde de canlandırdı. Tenkit yazılarında bile hep sevdiği yanlar üzerinde duran ve dost kalmaya sonuna kadar özen gösteren bir tavır ortaya koydu. Günlük hayatımızın neşesi kaybedilen değerlerin hüznü ölümün kaçınılmazlığı ve Değişen İstanbuF'un günden güne insanı şaşırtan görüntüsü. Ziya Osman'ın sanat dünyasını ören anahtar kavramlardır.
Son yıllarda Ziya Osman Saba hemen hemen unutulmuş gibiydi. Mustafa Miyasoğlu'nun çalışması Asaf Halet Çelebi gibi bu kendine özgü bir tavnn sahibini bize özgü duyarlılıkların şairini yeniden gündeme getirecektir inancındayız. Orijinal olmanın yolunu kendi kalmakta bulan bu çağdaş şairimizi rahmetle anıyoruz.
Biz ona ait bu ilk tanıtma kitabında çoğu İstanbul'da j portresine seçilmiş şiirleriyle hikayelerine yazı ve kon seçmelere de yer vermeye çalıştık. Hakkında yazılanlarda araştırmacılar için geniş bir bibliyografya da denenmiştir.
