Okuduğum ilk Yunan yazar. Zorba'nın sözlük anlamı: "gücüne güvenerek ve güç kullanarak başkalarının hakkını ele geçiren, halkı baskıyla yöneten." miş. Okumadan önce kitap hakkında düşüncelerim de üç aşağı beş yukarı bu yönde bir karakterle karşı karşıya olacağım yönündeydi.
Aramaya sevdalılar, bu sevdanın-merakın ardında, ellerinde olmadan da olsa, testinin dışına içindeki sızar misali yaşamaya çalışmışlar. Özellikle yaşanılanların bıraktıkları tortularla sona-yok oluşa dair bilinmezi çözmeye uğraşmışlar. Adalet kavramı, hazların ve imkanların dengesizliği, ihtiyaçların lüks olanlarla yer değiştirmesi gibi sistemler kaos ortamı yaratsa da, aynı zamanda filozof diye adlandırılan yazar, işin içinden çıkmaya çalışmış. Özellikle insanların ellerinde olmadan bulundukları kapsamları dışlayarak ortak paydada buluşma özlemi ve empatiyi vurgulamış.
Yazar zorba kelimesinin sözlük anlamını, içimizde bulunan yalın, bazen kaba, saf, hazzı düşler, düz mantıklı, yaratılmış olarak anlatırken, çoğu kitabın bulmaya çalıştığı soruları O'nun gözüyle bulmaya çalışıyor. Zaten Zorba yabancımız değil. Hepimizin içinde şu veya bu şekilde belirtiler gösteren adını değişik şekilde koyabileceğimiz biri. Anlatanın gözüyle kendimizi seyretme zevki-endişesi enteresan bir duygu diyebilirim.
Her ne kadar inanç bağlamında uyum sorunu yaşasam da, hissedilenlerin alt ve üst sınırı zorladığı satırlar güzel. Okumanın çeşitliliği akılda kalıyor. Bence, okuma listesinde olanlar öncelik vermeli.