Hayatta bazen büyük yanlışların basit çözümleri olduğunu görürsün. Düzeltmek istersin. Anlatınca anlaşılacağını sanırsın ve durmadan anlatırsın. Yazarsın, çizersin, dijital içerikler üretirsin. Tüm enerjini, vaktini harcarsın. Çünkü çözüm çok basittir.
Yüzyıllar boyunca gören gözler konuşan ağızlar yazan eller durmak bilmeden anlattı... Sonuç insanoğlu yine anlamadı. Çünkü insanoğlu en tehlikeli ve vahşi bir yaratıktır. (İstisnalar var tabi)
Büyük mideler uyuyan insanları uyandırmana asla izin vermez. Hayatı sana zehir eder. Susmassan sonunda nefesini keser.
Birileri de görür ve ötesinde anlatacaklarının anlaşılamayacağını da görür. Bu defa hayatı boyunca anlatmak yerine yani başkalarını kurtarmak ,yol göstermek yerine kendi hayatını yaşamaya başlar. Daha doğrusu isyan eder. Tüm beşeri sistemlere ve dinlere. Kendi doğrularını oluşturur ve özgür bir biçimde yaşamaya başlar. Kitabımızım kahramanı Zorba da öyle bir insan. Anlatmak yerine yaşayan. Hayatı boyunca insanlığın en çirkin yönlerini gördüğünden tüm sistemlere ve düzenlere başkaldırmış bir isyan şeklinde hayatını özgürce yaşamaya karar vermiş biri. Gündüz Vassaf' ın Cehenneme Övgü'sünün teorikten pratik hayatta yansıyan şekli gibi. Anlatan değil yaşayan biri Zorba.
Zorba'nın deyimiyle "Dünya, kâğıt farelerinin ellerine kaldı; sırları yaşayanların vakti yok; vakti olanlar ise sırları yaşamıyorlar." Hayatta "kendiniz" olma, kendinizi bulma ve hayatı kendiniz olarak yaşama dileğiyle...