Zulme Boyun Eğmediler
Burhan BozgeyikZulme Boyun Eğmediler Sözleri ve Alıntıları
Zulme Boyun Eğmediler sözleri ve alıntılarını, Zulme Boyun Eğmediler kitap alıntılarını, Zulme Boyun Eğmediler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İtalyanlar zaman zaman Ömer Muhtar'a teslim olması yönünde haber gönderiyor, her defasında şu cevabı alıyordu:
"Biz asla teslim olmayız. Ya kazanırız, ya ölürüz. Bizden sonraki nesillerle de savaşacaksınız. Bana gelince; ben, cellatlarımdan daha uzun yaşayacağım."
Habib, söz dinlemeyen kavminin kendisini öldürmekte kararlı olduğunu görünce havarilere dönerek şöyle haykırdı:
"Ben sizin rabbinize iman ettim. İşitin bu sözümü ve imanıma şahit olun!"
Babası kendisini (Süleyman Hilmı Efendi) İstanbul'a gönderirken:
''Oğlum! Usül - i fıkıh ilmine iyi çalışırsan dininde kuvvetli olursun. Mantık ilmine iyi çalışırsan ilminde kuvvetli olursun'' diye tavsiyede bulunmuştur.
Sayfa 188 - Tuğra NeşriyatKitabı okudu
Gladiston, Hindistan'da ve Ortadoğu'da yaptığı seyahatin neticesinde edindiği intibalarını Avam Kamarasında anlatmıştı. Kürsüye çıkınca eline aldığı Kur'an - ı Kerim - i gösteren Gladstone şunları söylemişti:
''Bu kitap Müslümanların elinde olduğu müddetçe onlara galebe çalamayız. Ne yapıp edip, onları bu kitaptan soğutmalıyız.''
Sayfa 125 - Tuğra NeşriyatKitabı okudu
Rus polisinin, ''İslam parça parça olmuş'' sözü karşısında Bediüzzaman'ın cevabı çok dikkat çekiciydi:
''Tahsile gitmişler. İşte Hindistan, İslam'ın müstaid (istidatlı, kabiliyetli) bir veledidir (çocuğudur); İngiliz mekteb - i idadesinde (lisesinde) çalışıyor. Mısır, İslamın zeki bir mahdumudur; İngiliz mekteb - i mülkiyesinden (siyasal fakültesinden) ders alıyor. Kafkas ve Türkistan, İslam'ın iki bahadır oğullarıdır. Rus mekteb - i harbiyesinde talim ediyorlar, ila ahir... Yahu şu asilzade evlad (çocuklar), şehadetnamelerini (diplomalarını) aldıktan sonra, her biri bir kıt'a başına geçecek, muhteşem adil pederleri olan İslamiyetin bayrağını afak - ı kemalatta temevvüc ettirmekle (dalgılandırmakla), kader - i ezelinin nazarından feleğin inadına, nev - i beşerdeki hikmet - i ezeliyenin sırrını ilan edecektir.'' (Tarihçe-i Hayat, s. 73.)
Sayfa 255 - Tuğra NeşriyatKitabı okudu
Bir defasında Halife Harun Reşid Medine'ye gelmiş, İmam Malik'le görüşmek istemişti. Ancak tavrı ilme tepeden bakar tarzdaydı. Veziri Bermek'i İmam'a göndermiş, ''Benim selamımı söyle, hazırladığı değerli eserini alarak huzuruma teşrif etsin, bize hadis dinletsin'' demişti. İmam Malik Hazretlerinin cevabı ise şöyleydi:
''İlim ayağa gitmez! Belki ilmin ayağına gelinir, ilme talip olanlar ilmin yanına gelmelidirler, ilmi yanına çağırmamalıdırlar. ''
Sayfa 83 - Tuğra NeşriyatKitabı okudu
Gönül Allah'a ulaşmayı isterse, zulüm ne yapabilir ? ... Kalpler Allah'a bağlanınca putlar nasıl hükmeder ona ? Gönüller zalimlere de hakim olan Allah'a bağlanınca ne gelir zalimlerin elinden ? ...
Sayfa 24 - Tuğra NeşriyatKitabı okudu
Yumruk Aynı Yumruktu, Sadece Vuran El Değişmişti.
Sayfa 193 - Tuğra NeşriyatKitabı okudu
Yedi sene hapis yatan Malcolm X, hapishane yılları için şöyle der: ''Bir insanın düşünmeye ihtiyacı varsa, gidebileceği en iyi yer, bana sorulursa, üniversiteden sonra hapishanedir.''
Sayfa 237 - Tuğra NeşriyatKitabı okudu
Hicri 80 yılında (M. 699) Küfe'de Sabit gibi, derede abdest alırken önüne gelen elmayı dişlediği için ''bu elma bana helal olur mu?'' diye uykusu kaçan bir baba ile, ömrü boyunca hiçbir namahremin yüzünü görmemiş ve abdestsiz yere ayak basmamış bir annenin çocuğu olan Numan, daha sonraları ''Ebu Hanife'' künyesi ve ''İmam - ı A'zam'' lakabıyla meşhur olacaktı.
Sayfa 75 - Tuğra NeşriyatKitabı okudu
Hz. Osman; Şeriat - ı Garra'dan asla taviz vermiyor, Kur'an'a ve sünnete göre hükmediyordu. Kendisine, ''Bu yüksek dereceye nasıl ulaştın ?'' diye soranlara şu cevabı veriyordu:
''Kur'an - ı Kerim'i sağıma, Allah Resulünün yaptıklarını soluma, ne yaparsam yapayım, Allah'ın her şeyi bilir olduğunu kalbime koyarak eriştim.''
Sayfa 59 - Tuğra NeşriyatKitabı okudu
Peygamber efendimiz ( s. a. v ):
Kadınların en hayırlıları dört tanedir. Birincisi İmran kızı Meryem; ikincisi Huveylid kızı Hatice; üçüncüsü, Hasan ve Hüseyin'in anneleri Fatıma; dördüncüsü, Müzahim kızı Asiye'dir.
Sayfa 27 - Tuğra NeşriyatKitabı okudu