Öğretmen Kıyımı

Zulum Makinası

Mahmut Makal
Bugünler kimseye kalmaz. Bu devran değişir.
Sayfa 134 - May yayınlarıKitabı okudu
Peki hep dinin var mı kabilinden sorular soruyorlar, neden bir kere de "Donun var mı?" demiyorlar? Aslında dinden çok dona muhtacız biz öğretmenler. Sorsunlar bakalım Mehmed'in donu var mı?
Sayfa 130 - May yayınlarıKitabı okudu
Gerçeğin kolları o kadar güçlüdür ki, günü gelince perdeyi de yırtar, gerçeği perdeleyeni de.
Sayfa 80 - May yayınlarıKitabı okudu
"Atatürk, Samsun ve civarında Türk milletini etrafına topluyordu. Şuna inanıyordu ki, Türk gençliği fikri hür, vicdanı hür, çalışkan, cesaret doludur."
Sayfa 73 - May yayınlarıKitabı okudu
Malesef ki...
"Sosyal adaletin olmadığı yerde, toplumda, ülkede mutlu bir azınlık vardır. Bu mutlu azınlık zengindir, güçlüdür. Toplumun gelir kaynaklarının büyük kısmı bu mutlu azınlığın elindedir. Toplumu bu mutlu azınlık dilediği gibi sömürür. Toplumun büyük kısmı güçsüz, bilinçsiz, yoksul, iş­siz, yalnız, eli göğsündedir. Sömürüldüğünü bilmez. O çalışır, kazanır, üretir, değer yaratır, ülkeyi kurtarır, korur, mutlu azınlık yaşar, faydalanır. Şan şeref mutlu azınlıktadır. Mutlu azınlık efendi, çoğunluk köledir. işin acısı, çoğunluk kö­le olduğunun farkında değildir."
Sayfa 58 - May yayınlarıKitabı okudu
Birbirimizi ötekileştirmeden yaşayamıyoruz!
Bugün, geri kalmış, az gelişmiş ülkeler bu gibi olaylarla kaynamaktadırlar. Bu bir bakıma, Türkiyemizin aleyhine işletilen, güçlerimizi, biribirimize tutuşturarak harcatmayı hedef tutan kötü niyetlerin sonucudur.
Sayfa 165 - May yayınlarıKitabı okudu
Amerika'nın akıl hocalığını kabul etmiş ve halkı uyutmak için durmadan imam - Hatip okulu açmayı iş edinmiş bir iktidarın, tam bağımsızlık uğruna savaşan Atatürkçülere, bütün gücüyle karşı çıkması pek tabiidir.
Sayfa 11 - May yayınlarıKitabı okudu
"Kısa çöp, uzundan hakkın alacak!"
Sayfa 335 - May yayınları, (Serdari'nin "Nesini Söyleyim" şiirinden)Kitabı okudu
Kanunları bir ağa benzetenler ne kadar gü­zel benzetmişler. Güçlüler yırtıp geçiyor, güçsüzler, yetkisizler, iyi niyetli, namuslu ve çalışmaktan başka hiç bir çıkar düşünmeyen halk çocukları takılıp kalıyor.
Sayfa 62 - May yayınlarıKitabı okudu
Adamlığın zekatını ver de nasiplenelim hocam!
Türlü baskılar nedeniyle yirmi yıllık meslek hayatından istifa etmek zorunda kalan Mahmut Makal bakana çektiği telgrafta "Tüm teşkilatınızla benimle uğraşmaktan kurtulup, biraz da eğitim işleri ile uğraşmanız için istifa ediyorum." demektedir.
Sayfa 358 - May yayınlarıKitabı okudu
Biz, milli gelirimizin en büyük parçasını büyük fedakarlıklar pahasına da olsa eğitime ayırmadıkça ve çocuklarımıza eğitim eşitliği fırsatı veremedikçe bu dram sürecek; nice milyonlar yaşarken mezara gireceklerdir. Zengin çocuklarını okutup yoksullara imkan vermeyen milletlerin çağımızın medeniyetinde yerleri yoktur.
Sayfa 309 - May yayınlarıKitabı okudu
Neydi Makal'ın suçu ? Halktan yana olmak, halkın uyutulmasına karşı olmak. Göstermelik törenlerle halk kalkı­namayacağı için gerçek halk kalkınmasının yollarını yazmak. Köylünün ve de öğretmenlerin Atatürk'ü gerçek ve devrimci yönü ile tanımalarını sağlamak için onlara kitaplar, ödevler vererek gerçek ulusçunun görevini yapmak...
Sayfa 290 - May yayınlarıKitabı okudu
Coşmak, ulusal dansları oynamak, halkımı­zın türkülerini söylemek, aranıp da bulunmayacak bir şey. Ama coşmayı iyiye alamet saymazlar bizde. Ezik olacaksın, ezik duracaksın, köle görünüşünü de­ğiştirmeyeceksin. Hele hele düşünmeyeceksin, dü­şünsen de söylemeyeceksin...
Sayfa 207 - May yayınlarıKitabı okudu
Müfettiş: "Zararlı eserler tavsiye etmişsin öğrencilere. Hakkında şikayet var savunmanı yap." Öğretmen: "Hangi eserler, öğrenebilir miyim?" M: "Harabeler" Ö: "Bu kitabı nereden alarak tavsiye etmişim acaba?" M: "Bilmiyorum. Ama zararlı klasikmiş." Ö: "Kimin tarafından şikayet ediliyorum?" M: "Muhataplarınızca." Ö: "Muhataplarımın zihniyetine göre, Mızraklı iImihal ve Toprak Dergisinden başka yayınların zararlı sayıldığını biliyor musunuz?" M: "Zannetmiyorum." Ö: "Bunları ısbatlayan belgeleri vereyim size." M: "Onun sırası da gelecek." Ö: "Müfettiş Bey, bu zihniyet fizik ve biyoloji kanunlarını da dine aykırı buluyor. Biz öğ­retimi yobazın zihniyetine göre mi yapacağız, yoksa programımıza yani çağdaş bilim ve eğitim anlayışına göre mi?"
Sayfa 54 - May yayınlarıKitabı okudu
Türkiye'yi bugüne, bu çıkmaza sokanlara hesap sorulacaktır. O hesabı sorarken köpek davasını sormazlar bu kez adama. Bu defa madenleri sorarlar, bu defa halkın %60 küsürünü cahil bırakanı hesaba çekerler, Köy Enstitülerini kapatanları sıraya çekerler, bu defa ormanları yok ederek yurdu çölleştirenleri hesaba çekerler, bu defa yılda en az kırk bini, elli bini veremden ölen bu halkın neden veremden öldüğünü sorarlar. Bu defa sorarlarsa hesap günü, kıyam günü gelirse Aşık ihsani'yi hapse sokanları sorarlar, bu defa hesap günü gelirse Ali Faik Cihan'ı hapsedenleri sorarlar, bu defa hesap günü gelirse -ki gelir- Türkiye'yi gerçekten kurtarmak isteyenleri inletenlere, halkın nefes almasına imkan vermeyenlere hesap sorarlar. Ve o hesap günü gelirse Türkiye kurtulur.
Sayfa 209 - May yayınları, (Aşık İhsani: devrimci bir halk ozanıdır, dönemin başbakanı okuduğu bir parça yüzünden "komünist" damgası vurup içeri arttırmıştır. Ali Faik Cihan: Toplumcu, sosyalist bir hakimdi. Yazdığı "Sosyalist Türkiye" kitabı onunKitabı okudu
Resim