Merhaba,
Yazarın daha önce severek #sahtebalayı adlı kitabını okumuştum
Başlarda biraz sıkılsamda , yazarın bu kitabı da diğer kitabı gibi eğlenceliydi bazı yerlerde sesli güldüğüm oldu
Kitapta +18 diyaloglar bulunuyor.
Romantik komedi tarzı kitapları seviyorsanız , kafanızı yormayan çerezlik dediğimiz bir kitap olsun diyorsanız tavsiye ederim
ARKA KAPAK
Hazel Bradford, kolay bir kadın olmadığını biliyordu ve hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde , çoğu erkek de şansını denemeye pek hevesli değildi. Evinde beslediği hayvan ordusundan korkmayanları da patavatsızlıklarıyla kaçırmayı başarıyordu. Eh, eğlenceden anlamıyorlarsa kendilerin kaybederdi. Josh ım, Hazel'la üniversite zamanlarında tanışmış ve onun en ele avuca sığmaz zamanlarına yakından şahit olmuştu. Uçarı ama temiz kalpli bu kadınla yıllar sonra tekrar karşılaştığında , tepetaklak olmuş hayatına onun sayesinde biraz olsun renk gelmişti.
Belki de esas sorun , aşkı çok yanlış yerlerde aramalarıydı.
Eğer yeterli kadar tekrarlarlarsa belki gerçek olurdu.
Merhaba,
️ Kalemini sevdiğim bir yazar daha önce #sarıpuantiyelişemsiye
Ve #aşkvediğerihtimaller
Kitaplarınıda keyifle okumuştum
️ Öncelikle kapak tasarımını çok sevdim
️ Kitap yirmi beş bölüm ve her bölüm başında verilen kelimelere bayıldım
️İçinizi ısıtan sıcacık bir aşk
️ Ecrin ve Meriç'in eskileri hatırlatan içinizi ısıtan naif mektupları
️Kitaplarla iç içe olan konusu
️ Sade ve akıcı bir dili olan , bir çırpıda okuyabileceğiniz, bazen hüzünlenip bazen gülümseten bir kitap
ARKA KAPAK
Ecrin ve Meriç'in kaba ve büyüklenmeyi seven bir adam olduğundan emindir. Meriç , Ecrin hakkında bu kadar kesin düşüncelere sahip olmasa da onunla ilgili emin olduğu bir şey vardır: Bu kız insafsız bir cadıdır ve daha ilk mektubu okurken başının belada olduğunu hissetmiştir.
Bir mektup arkadaşı, kendisi hakkında yan yana sohbet ettiğiniz birçok kişiden daha fazla ipucu verir. Ecrin ve Meriç'in fikirlerini savunan mektupları giderek daha alaycı , daha özel mektuplara dönüşürken birbirlerine karşı olan fikirleri gibi hisleri de değişecek midir?
" Okumak basit bir eylem değil, ruha dokunan ve karakterinizi şekillendiren büyük bir güçtür."
" Okuduğum kitapları size açıklamak ve savunmasını yapmak zorunda değilim."
Merhaba,
▶️ Kitabı hayranlıkla okudumYazar Mehmet Rauf'un akıcı ve anlaşılır dili sizi okurken hiç yormuyor , gerçekten bir genç kızın günlüğünden alınmış gibi , kendi düşüncelerini o kadar güzel anlatmış ki hissederek okuyorsunuz. Hala günümüzde bu sorunları yaşayan kadınların olması da çok üzücü
▶️ Yazarın diğer kitaplarını da çok merak
Merhaba,
Simyacı ile bizde bir yolculuğa çıkıyoruz , bu yolculukta bir çok dersler çıkarıyoruz. Kendi, hayat menkıbesini gerçekleştirmek için yola çıkan bir çoban. Ben de kitabı okurken kendi kişisel menkıbe'mi yaşam amaçlarımı sorguladım , sindire sindire okudum kitabı yoksa verilen mesajları anlayamam diye :)
"Mutluluk varılacak bir yer değil , yolculuğun kendisidir."
Simyacı , İspanya'dan kalkıp Mısır piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının öyküsü. Ama aynı zamanda bir "nasihatname" " Yazgına nasıl egemen olacaksın? Mutluluğunu nasıl kuracaksın? gibi sorulara yanıt arayan yaşam ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen bu romanın , dünyanın dört bir yanında bunca sevilmesinin gizi, kuşkusuz bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor.
Menkıbe: Din büyüklerinin ya da tarihe geçmiş ünlü kişilerin yaşamlarını ve olağanüstü davranışlarını anlatan öykü. "Yazgı"ya gönderme yapılıyor.
Keyifli Okumalar...
" Yeryüzünde her insanın kendisini bekleyen bir hazinesi vardır."
" Gözümüzün önünde büyük hazineler olduğu zaman asla göremeyiz onları. Peki , neden bilir misiniz? Çünkü insanlar hazineye inanmazlar."
" Her şey , bir ve tek şeydir."
" En karanlık an , şafak sökmeden önceki andır."
" İnsanlar gitmekten çok geri dönüşü hayal ediyorlar."
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023207.8k okunma
Merhaba,
Öncelikle kitabın kapak ve iç tasarımı çok hoşuma gitti. Deneme ve şiirlerle harmanlanmış aşk dolu bir eser. Yazarımız o kadar güzel kelimelere dökmüş ki duygularını aşk, ayrılık, özlem, acı hepsini öyle güzel hissettiriyor ki okurken hiç bitmesin istedim. Kısacası aşkın her halini yaşamış ama hep sevmiş bir kadın.
Ben severek okudum
Burak, çevresindeki bütün insanları kafasından silmeyi deneyip, gereğinden fazla hız yapıyor, ama kafasındaki durakta annesi onu bekliyor. O ilişkilerinden doğan ahlaki sonuçları ödenmesi gereken faturalar gibi göğsünde saklıyor.
MERHABA,
Yazarın daha önce hiç kitabını okumamıştım, İstanbul Kadınları ilk kitabı oldu ama sanırım bu son olur. Neden bilmiyorum ama sevemedim belkide İsmiyle alakalı arka kapak yazısında da dört ayrı zamanda , dört ayrı öykü yazısından mıdır bilmem beklentimi yüksek tuttum sanırım. Diyaloglar beni çok sıktı.Kitapta +18 diyaloglar da bulunuyor. Kitap 170 sayfadan oluşuyor, yarım bırakmayı sevmediğim için bitirdim.
Kitabın kapak tasarımını çok beğendim.
Ben sevemedim diye sizde ön yargılı olmayın lütfen belki de sizin severek okuyacağınız bir kitap olacak.
Keyifli Okumalar...
ARKA KAPAK
Tülay Ferah bu romanında da Türkçenin zenginliklerini görselliğe dönüştürürken , kadınların içinde bulundukları sıkışmalardan görerek ,koklayarak , hiçlikten nasıl çıkıp aktıklarının habercisi olan bir anlatı sunuyor okura. Farklı yerde / zamandaki kadınları geçen zaman ile akan zaman içindeki duruşları , durumlarını ironik biçimde dile getiriyor.
" Yıllardır yolunu gözlediğim romanı sonunda yazmıştım. Dört farklı zamanda geçen , dört ayrı öykü: Alacakaranlık hırçın dalganın salt kadını hedeflediği yıllar; belirsizliğin yaratıcısı , dişişeytan sembolüyle toplumsal kaosun nedeni olarak gösterilen kadının değişim arzusu , erkek için , belki benim için de öylesine ürkütücü ve karmaşıktı ki , gelecekte uzun süre kalabilmenin telaşıyla en önemli sorunları hızla aradan çıkaran - çıkaramayan aynı adda dört kadının keşiflerini yazdım"
Daha önce bu kitabı okudunuz mu?