Yazar Léon Bloy’un Sevimsiz Öyküler adlı öykü türündeki bu güzel kitabı, Kırmızı Kedi Yayınları tarafından 2016 yılının Şubat ayında Babil Kitaplığı ana başlığı altında yayımlandı. Yayına hazırlayan Jorge Luis Borges’tir. Sevimsiz Öyküler, Babil Kitaplığı dizisinin ikinci kitabıdır. Fransızca aslından çevirisi Işık Ergüden tarafından yapılmıştır.
Merhabalar bugün sizlere kişiyi çok düşündüren bir kitap yorumu ile geldim.
Psikolojik yönden biraz ağır bir kitap aslında. İnsan okurken ister istemez düşünceler içine giriyor. Okurken düşünce arayışına girmiştim bir ara fark etmeden. Hatta bir yerden sonra bu durumdan sıkıldım ve yoruldum diyebilirim. İnsanın düşünce arayışına girmesi o kadar da kolay değilmiş doğrusu. Üstelik kitabı okurken ister istemez hayatı da sorguluyorsunuz. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen kalemi oldukça başarılı. Beklediğim aslında kısa basit olay örgüsüne sahip bir hikaye idi. Bu kadar düşündüren bir kitap kurgusu beklemiyordum açıkçası. Beklentilerimin aşırı üstünde bir kitap oldu. Yazarımızın emeğine ve kalemine sağlık.
Kitabın konusuna gelirsek eğer;
Kitabımızın ana karakteri Rıfat annesini bir anda kaybetmiştir. Bunun sonucunda kendini ister istemez bir boşlukta bulmuştur. Bir arayış içine girmiştir. Bir anda yaptığı düzeni bozarak babasının yanına yerleşmiştir. Kendine bir kitapevi açmıştır.
Bir gün intiharın eşiğinden dönen bir kişinin tüm borcunu öder. Sonrasında bu kişiyi yanına alır ve bir yolculuğa çıkarlar. Yolculuk esnasında karşılarına sürekli bir karga çıkar ve bu kargayı takip ederler hep...
Eveettt kitap ile ilgili verebileceğim bilgi bu kadar maalesef merak ediyorsanız eğer kitabı alıp okumalısınız. Pişman olmazsınız bence.
#yorumperisi
Bu kitabı markette alış veriş yaparken gördüm, adı dikkatimi çekti ve aldım. Ancak okuyup, yorumunu yazmaya sıra geldi.
İdealist biri olan Esme Garland, kazandığı saygın burs ile Kolombiya Üniversitesi’nde eğitim almak için Manhattan’a taşınır. New Yorklu Mitchell, çekici görünüşü ve yakışıklılığıyla Esme’nin kalbini çaldığında
Gülümseyerek taksiye bindim. "Sunnyside Bulvarı'ndaki Mavi Kuş Kitapevi'ne, lutfen." dedim şöföre. Bu sabah umduğum gibi geçmemişti ama umduğumdan daha iyu gecmis gibi hissediyordum.