Azra
@kitapfilozoflari
Okumaya, yazmaya, düşünmeye ve düşündürtmeye çalışan biri.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa
İstanbul
846 reader point
Joined on December 2018
Okuma Hedefleri
"Yüksel...! Çünkü senin yerin burası değildir.
Bu dünyaya ot gibi gelmek, yine ot gibi gitmek
Asla bir hüner, bir iş değildir..."
"Yüksel...! Üç buçuk satır ilimle yetinme!
Çalışıp daha fazla yükselmek istersen,
Ulu Allah seni kültürlü ve daha hünerli bir insan yapacaktır...
Yükselmeye çalış! Allah'ın bu iyiliklerine engel olma!"
"Yüksel ki, bulunduğun mevkiden yüksek mevkiler vardır.
İnsanlığın da doyulmaz, ayrı zevkleri vardır."
"Endişe etme...! Yine yükselmeye bak...
Bu da Allah'ın başka bir cilvesidir...
Sakın sebebini sormaya kalkışma...!
Hata edersin."
Asker olmanın birinci şartı cesaretli olmak ve ölürken bile olsa gülümsemektir. Asker, gözyaşını şehit düştüğü zaman bedenini süsleyen, ya da düşmanını öldürdüğü zaman kılıcından o düşmanın üzerine dökülen kan damlalarında görür. Gerçekten asker olan kişi, mezarının en koyu köşesinden bile cennete bir kapı bulur. Gerçekten askerse, bedeni toprak altında yatarken, ruhu gökyüzünde, şanı halkın dilinde iftiharla dolaşacağını hayal eder ve yerin altını üstü ile eşit ve bekli de yerin altını daha üstün görür. Gerçekten askerse, rahat döşeğinde ölmek ile er meydanında şehit edilerek bir milletin kabre bedel kalbinde yatmak arasında ne büyük fark olduğunu gayet iyi bilir. Bu kadar yüce, bu kadar vatansever düşünceler nedeniyledir ki, askerliğin en mühim tarafı da harp meydanını güzel bir eğlence ve güzel bir geçit bilmektir.
Biz sonsuzluğu hep anlaşılması mümkün olmayan şey olarak düşünürüz. Kocaman, koskocaman bir şey... Peki ama niçin özellikle kocaman? İster misiniz, bunun tam tersine orası köy evlerinin banyosu gibi küçücük, isli, köşelerinden örümcek sarkan bir yer olsun? İşte o kocaman sonsuzluk!... Biliyor musunuz, ben sonsuzluğu bazen böyle düşünüyorum.
Sayfa 362
Reader Follow Recommendations
Şimdi arkanıza yaslanın ve bir an düşünün n'olur. Bir baba, on sekiz yıl önce öldürülen ve kaybedilen oğlunun, kafatası ve kemikleri, yanmış halde bir kuyunun dibinde bulundu diye sevinç gözyaşları döküyor! Bundan sonraki tüm sevinçlerim bu ülkeye haram olsun...
Sayfa 115
Peki, ne kadar daha seyredeceksiniz, plazma LCD televizyonlarınızın önünde, bayrağa sarılı tabutlara sarılarak, babalarının göğüslerini arayan yetimlerin hüznünü? Ya da, çoğu zaman usulünce yıkamak bile reva görülmeyen diğerlerinin, geride bıraktığı isyankar çocukların öfkesini... Yetmedi mi?