Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yaren Sıla Koç

112 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Farkına varsak da varmasak da esasen hepimiz, yoganın o muhteşem yolculuğu içindeyiz. Yoga, popüler bir beden egzersiz sisteminden, zihni ve bilinci anlamak üzere içsel bir bilim anlayışını kapsar. Yoga, her biri sonsuzluğa ve ölümsüzlüğe açılan, birçok yüzü olan bir mücevher gibidir. Az önce söylediğim gibi aslında hepimiz, kimliğimizin özü olan yoga evreninde yaşıyoruz ve bu evreni anlamak için bu kitap size öncülük edecek nitelikte. Yoga, günümüzde sadece bir egzersiz ve fitness hareketi olarak popülerleşse de köklerinin dayandığı büyük spiritüel geleneği fark etmek oldukça önemlidir. Bu kitap yogayla alakalı çoğu bilgiyi edinebileceğiniz, bireysel ve kolektif varoluşunuz arasındaki uyuma dair bütünsel bir yaklaşımla yoga öğretilerine ve geleneğine ışık tutabilecek bir kitap. Yogaya ilgi duyan herkese önerimdir.
Yoga
YogaDavid Frawley · Omega · 011 okunma
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Şair Evlenmesi, alafranga davranışlarıyla ve kıyafetleriyle mahalleli tarafından hoş karşılanmayan Müştak Bey'in görücü usulü ile evliliğini anlatmaktadır. Evleneceği Kumru Hanım'ın yerine büyük kız kardeşi Sakine Hanım'ı almaya mecbur edilmesi ve bu durumun Hikmet Efendi tarafından verilen rüşvetle çözülmesi konu edilmektedir. Şinasi'nin yazdığı tek perdelik komedi, Batılı anlamda ilk Türkçe oyun kabul edilir. Görücü usulüyle evliliğin sakıncaları anlatılır. Karakterlere Hikmet "Efendi" ve Müştak "Bey" diye iki farklı şekilde hitap edilmesinin sebebi ise, Avrupa hayranı aydınla yerli aydını ayırmak içindir. Bu eser aslında Şinasi'nin edebi yenilik düşüncesinin ne kadar güçlü bir şekilde kurulmuş olduğunu gösteriyor. Edebiyatımızın ilklerinden olan bu eseri okumanızı öneririm #şairevlenmesi #şinasi #ibrahimşinasi #edebiyatınilkleri
Şair Evlenmesi
Şair Evlenmesiİbrahim Şinasi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201816bin okunma
70 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Sorgulatan, düşünmeye sevk eden kitapları oldum olası sevmişimdir. Sayfa sayısı az olmasına rağmen bir o kadar da yoğun bir kitap. Ana karakterimiz Zemheri Hindoloji bölümünde okuyan ve Tanrı odaklı sorgulamalar yapan bir üniversite öğrencisi. Kendi düşüncelerini çevresindekilere anlatırsa bazı önyargılara maruz kalabileceğinden sorgulamalarını içselleştiriyor. Biz de başlarda bu içsel sorgulamalara şahit oluyoruz aslında. Bu sorgulamalar da elbette beraberinde Agnostisizmi getiriyor. Fakat bir gün bu içsel düşünceleri somutlaştırabilmek adına Tanrı'ya bir mektup yazıyor. Kitabın sonuna kadar merak ettiğim ve üzerinde hala düşündüğüm meçhul kişi, bu mektuba yanut veriyor. Bu yanıtın ardından sorgulamalarımız mektup üzerinden devam ediyor. İnsan'dan Ka'ya... Zıtlıkların ve bana kalırsa bilinmezliklerin çocuğu, sorgulamasına herhangi bir yanıt bulabildi mi bilmiyorum fakat benim ufkumu açmama yardımcı oldu. Katıldığım, katılmadığım birçok yön oldu elbet fakat kitabın kahramanı gibi zıtlıklarımızla tamamladık birbirimizi... Kitapta sevdiğim diğer bir yön ise daha önce görmediğim bir şehri gözümde canlandırmama yardım etmesi. Ankara'yı daha öcne görme fırsatı elde edememiş olan ben, sanki Ankara'ya defalarca gitmişim gibi hissettim :) Ayrıca yakın zamanda gitmeyi düşündüğüm için kitapta geçen yerleri de not aldım, vaktim kalırsa ziyaret edeceğim. İyi ki okudum, iyi ki ki kaleminizle tanıştım. Teşekkür ederim.
İnsan ile Ka
İnsan ile KaKerem Ilgar · Sapiens Yayınları · 202011 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
56 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
2022’nün ilk kitabı
Şiirleriye tanıdığım Orhan Veli’nin başarılı hikayelerinin de olduğunu tesadüf eseri öğrendim. Hikayelerinde seçtiği konular aynı şiirlerinde olduğu gibi toplumun içinden. Şiirinde nasıl Süleyman Efendi’nin ayağındaki nasırdan bahsediyorsa,hikayelerinde de aynı samimiyetle konularını seçmiş ve bu sayede şiirdeki anlayışını hikayeleriyle desteklemiştir. Sade bir dille yazılan, nicelik olarak az fakat nitelik olarak zengin öyküler barındıran ve bir çırpıda okunabilen bir kitap. Orhan Veli’nin hikaye tarzını Türk Edebiyatı’nın değerli isimlerinden Sait Faik ile benzettiğim yerler oldu. Aşk, intikam, yoksulluk, burjuvazi hayata eleştiri gibi konuların üzerinde duran yazar, hikayelerinde toplumsal mesajlar vermeyi de ihmal etmemiştir. Yaptığı toplumsal eleştiriler de oldukça başarılıdır. (Kitabın bir kısmında Orhan Veli günümüzde yaşıyor ve ekonomi eleştirisi yapıyor gibi geldi ) Orhan Veli’nin hayata bakış açısını, denize olan tutkusunu, küçük mutluluklarını ve yaşama sevincini sevdim. Daha fazla hikaye yazmasını ve hikayelerini keyifle okumak isterdim. Siz henüz tanışmadıysanız çok şanslısınız , keyifle okuyun! #orhanveli
Bütün Hikâyeleri
Bütün HikâyeleriOrhan Veli Kanık · İthaki Yayınları · 20223,019 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
Sude Gökçe'nin 16 yaşında yazmış olduğu bu kitabı, başarılı betimlemeleri ve duru anlatımı sayesinde çok sevdim. Yazarın 16 yaşında olmasından dolayı kitapta eksikliklerin olabileceğine dair ön yargım vardı. Fakat kitabı okuduktan sonra bu yargı tamamıyla yok oldu. Yazarın yaşadıklarını ve hissettiklerini kitaba aktarması, kitabı daha da anlamlı kılıyor. Okurken kendi yaşamınızda da karşılaşacağınız pek çok his ve duygu yer alıyor. Ben de kitabı okurken lise yıllarıma doğru bir yolculuk yaptım. Duru anlatımı ile sizi sıkmayan, betimlemeleri ile kendine bağlayan bu kitabı sizlere de öneririm.
İçimdeki Ses
İçimdeki SesSude Gökçe · Tilki Kitap · 20203 okunma
Reklam
80 syf.
6/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Stefan Zweig'ın şu ana kadar okuduğum tüm eserlerini beğenmeme rağmen bu kitabı maalesef sevemedim. Daha önce hiç Zweig okumadıysanız bu kitaptan başlamanızı tavsiye etmem. Kitap, 5 adet novelladan oluşuyor. Sırasıyla: Ay Işığı Sokağı, Leporella, Nişan, Leman Gölü Kıyısında Olay ve Avare. Stefan Zweıg'ın diğer kitaplarında konu aldığı ölüm, yalnızlık, içe kapanıklılık, duyguların dışa vurulmazlığı, insanların kendi dünyasında yitip gitmesi gibi birçok duyguyu bu kitapta da görebilirsiniz. Fakat şöyle bir farkla; Zweig 'da okumaya alışık olduğumuz kısa ve öz anlatım, sarsıcı etki, derinlik, etkileyicilik bu kitapta yok. Sanırım bu kitabı beğenmememe sebep olan şey, diğer kitaplarındaki psikolojik tahlillerin bu kitapta olmaması ve kitabın duygu bakımından yetersiz olması. Bu kitap üzerinde yazılmış diğer yorumları okuduğumda kitabı beğenmeyen kişiler çoğunlukta. Fakat bunun yanında çok beğenenler de var. Eğer şans vermek isterseniz okuyun fakat benim şahsi düşüncem, okunmasa da çok şey kaybettirmeyecek bir kitap.
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167bin okunma
224 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Gülmeye ihtiyacımız olduğu bu dönemde okunmasını önerdiğim bir kitap. Kitap Zafer Algöz'ün Kemal Sunal, Fatma Girik, Sadri Alışık, Zeki Müren gibi birbirinden değerli insanlarla yaşadığı anılarından oluşuyor. Bu anıları oldukça akıcı ve esprili bir dille okurlara sunuyor. Daha önce filmlerini izlememe rağmen kitaplarını okuma fırsatı elde edememiştim. Bu kitap, Zafer Algöz'ün oyunculuğunun yanında yazarlıkta da ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor. Bazı bölümleri kahkahalar eşliğinde okudum, çok ama çok eğlenceliydi. Özellikle kitaba ismini veren "Haşırt Dı Bilekbord" anısı en güzellerindendi :) Tavsiye ederim.
Haşırt Dı Bilekbord
Haşırt Dı BilekbordZafer Algöz · İnkılap Kitabevi · 20172,376 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Çoğumuzun kendi hayatından tanık olduğu hikayeyi samimi bir dille anlatan bir kitap: "Az Adamla Yakalandık." Yazarımız BeinSport'ta spor spikeri ve Az Adamla Yakalandık onun ilk kitabı :) Doğal olarak spordan kesitler bolca vardı kitapta. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen dili bu kadar iyi kullanabilmesini takdir etmemek elde değil. Kitapta Demirtahta Mahallesi'nde yaşayan insanların hikayeleri anlatılmaktadır. Bu mahalle çocukların özgürce sokaklarda oyunlar oynayabildiği, mahalle kültürünün devam ettiği, ilk aşkların, ilk güven kaybının ve acıların yaşandığı bir mekan olarak tasvir edilmiş. Kitabı okurken olayları dışarıdan gözlemleyen biri gibi değil de o mahallede yaşayanlardan biriymişim izlenimine kapıldım çoğu zaman. Atakan, Atakan'ın abisi, Didem, Hale, Korkmaz ve daha niceleri. Bu karakterlerin hikayelerine ortak olup onlarla sevinip, onlarla hüzünleneceksiniz yer yer. Bu da yazarın tüm bunları samimi bir dille anlatmasından kaynaklanıyor. Kitabın arka kapağında yazan ve bir şairin dediği gibi, "Gökyüzüne bile sığmayan, belki de bu yüzden hiç bitmeyen bir çocukluğun romanı..." Siz de bu anılara ortak olmak ve geçmiş zamanlara dönmek isterseniz bu kitap sizin için doğru tercih olacaktır. Şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Az Adamla Yakalandık
Az Adamla YakalandıkTurgay Keskin · Notabene Yayınları · 021 okunma
481 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Kitap baş karakterimiz Maya Duran'ın ağzından anlatılmaktadır. Herhangi bir erkek yazarın, bir kadının bakış açısıyla kitap yazabilmesi benim açımdan çok büyük bir başarı. (Aynı şekilde bir kadın yazarın erkeğin iç dünyasını anlatması da buna dahil). Livaneli de bu konu hakkında kadınlığı anlamanın insanlığı anlamak için çok önemli olduğunu dile getiriyor. Maya'nın hikayesini dinlerken ufak çaplı bir 'inception' yaşıyoruz. Gelecekten geçmişe, daha sonra günümüze geçiş yaşanıyor fakat bu geçişler başarılı olduğu için kitap sizi sıkmıyor. Tarihteki çok önemli olaylara değinilmiş. İlk olarak 2.Dünya Savaşı'ndaki karanlık günlere gidiyoruz. Almanya ve Avrupa'daki Yahudi soykırımından kaçan 190 bilim insanının Türkiye' ye sığınmaları, Nazi zulmünden kaçan bilim insanlarına Türkiye'nin yardım etmesi için Einstein'in Atatürk'e yazdığı mektup, Struma Gemisi, Mavi Alay, 2001 ekonomik krizi... Bu tarihi olayların her biri ayrı bir roman konusu olabilecek kadar geniş. Fakat Livaneli'nin anlatımıyla hem o tarihi olayları anlama imkanına sahip oluyorsunuz, hem de bu olaylara tanık olmuş insanlarla empati kurabilme yetkinliğine ulaşıyorsunuz. Olayların hepsi tarihte yaşanmış ve gerçek fakat kitap tamamen kurgu. Livaneli, kitabın temelinde "aşk" olduğunu söylüyor fakat elbette duygusal tarafın yanında siyasi boyut da oldukça fazla. Kitap hakkında sayfalarca yorum yazabilir, analiz yapabilirim fakat sizlere spoiler vermemek için burada kısa kesmek durumundayım. Serenad en çok satanlar listesinde olmayı hak eden kitaplardan. Mutlaka okumalısınız.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136bin okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Beyaz Geceler, Dostoyevski'nin 1848 yılında kaleme aldığı bir aşk hikayesidir. Dostoyevski'nin okuduğum diğer eserlerinden farkı; daha coşkun bir üslubu barındırmasıdır. Bu hikayede, sekiz yıldır St. Petersburg'ta yaşayan ve adını öğrenemediğimiz gencin yıllardır yaşadığı yalnızlığı, hayallerindeki aşkı buluduğunu sanması üzerine hayal dünyasından çıkmasını ve gerçek hayata geçişini kendi ağzından dinliyoruz. Eserin en ilginç yönü; anlattığı aşktan ziyade hayal dünyasında yaşayan, kendini gerçeklikten soyutlamış gencin aşk ile kaçırdıklarını fark etmesi ve hayat-hayal dünyası karşılaştırması yaparak hayal dünyasının tahlilini yapmış olmasıdır. Dostoyevski'nin öykülerini okurken karakterlerin çekingenlik, kıskançlık, saflık, kaygı gibi duyguları okura yansıtması karakterle bağlantı kuramanız açısından oldukça önemli. Normalde çeviri kitaplarını farklı yayınevinden okurdum fakat bu sefer Yitik Ülke'den okumayı tercih ettim ve pişman olmadım, çevirisi oldukça güzel. Sizlere de şans vermenizi öneririm. Rus Edebiyatı'nı ve Dostoyevski'yi seven herkesin bu kitabı okumasını öneririm. #alıntı "... biliniz ki, yanlış insana karşı duyulan sevgi çabuk unutulur."
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Yitik Ülke Yayınları · 202073,7bin okunma
Reklam
128 syf.
7/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
9 yaşındaki ikiz kardeşler, Aziz ve Amed... Mis kokulu portakal bahçelerinde güzel bir hayat sürerken savaş için (!) babalarından, ikiz kardeşlerden birinin canlı bomba olarak feda edilmesi isteniyor. Ailenin seçimi, kardeşlerin birbirlerine gösterdikleri fedakarlık, savaşın acımasızlığı... Hepsi o kadar iyi işlenmiş ki kitabı okurken karakterlerin yerine koymaya çalıştım kendimi. Tabii o psikolojiyi anlamak mümkün değil fakat düşüncesi bile o çaresizliği anlamama yetti. Fedakarlıkla dolu iz bırakan bir romandı.Her ne kadar kitabın içeriğinden bahsetmek istesem de okumadan anlayamayacağınız çok şey var. O nedenle hissederek okumanızı öneririm. Şimdiden iyi okumalar.
Portakal Bahçesi
Portakal BahçesiLarry Tremblay · Bilgi Yayınevi · 2021118 okunma
108 syf.
4/10 puan verdi
·
37 günde okudu
Herkese merhaba "Nedir" serisinin 10.kitabı olan "Şizofreni" adlı kitabın yorumuyla geldim bugün. Öncelikle psikolojiye ilgi duyan ve az da olsa bu konuyla ilgili bilgisi olan herkesin seveceğini düşünüyorum. Kitabın içerisinde şizforeniye dair her şey var. Şizofreninin belirtileri, türleri, sıklık ve yaygınlığı, tanısı, tipleri, mitler ve gerçekler, nöroanotomik değişiklikler ve daha niceleri. Bu hastalık hakkında her bilgiye sahip olabilirsiniz. Yalnızca şu konuda uyarmak istiyorum: Eğer psikolojik terimlere hakim değilseniz kitabı okurken sürekli sözlüğe bakmak durumunda kalabilirsiniz. Çünkü yazar akademik bir dille yazmış kitabını. Biraz daha sadeleştirilebilirdi diye düşünüyorum. Diğer eleştirim ise kitabın en sonunda yer alan şizofreni hastası ile röportaj yapılan kısım. Bu konuşmayı seneler önce bir YouTube kanalında dinlemiştim. Konuşmanın direkt kitaba yerleştirilmesi pek hoş olmamış. Aynı zamanda alıntılar ve kaynak sayısı da oldukça fazla. Sanırım aynı zamanda intihali de yüksek. Yorumu özetlemem gerekirse internette bulabileceğiniz bilgilerin hepsi bu kitapta toplu şekilde yer alıyor. Eğer ben internetten araştırırım kitap okumama gerek yok derseniz boşuna almayın ama toplu şekilde elinizde kaynak olsun istiyorsanız satın alabilirsiniz. Karar sizin :)
Şizofreni
ŞizofreniSerenay Özen · Siyah Beyaz Yayınları · 202058 okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
GEORGE ORWELL - HAYVAN ÇİFTLİĞİ KİTAP YORUMU Hayvan Çiftliği kitabının baş karakterleri insan gibi hareket edebilen, konuşabilen ve düşünebilen hayvanlardan oluşmaktadır. Kitap, hayvanların ihtilal yapmasıyla başlar ve domuzlar, hayvanlar arasında yönetici sınıfı oluşturmaktadır. 1984 kitabı ile aralarında bazı benzerlikler olduğunu fark ettim. Örneğin yönetici sınıfın ve ayrıcalıklı olan diğer hayvanların duvardaki yazıları değiştirip diğer hayvanlara değiştirmediğini iddia etmesi ve bu durumun sonucunda olayların gelişmesi, 1984 romanında arşivcilerin geçmişi değiştirmesiyle benzemekte. Hafızasız toplum ve her söylenene inanan halk modeli Hayvan Çiftliği'nde çok net gösterilmiş. Kitaba sosyolojik perspektiften baktığımızda, en ağır işi yapıp en az karşılığı alan sınıfın, işçi sınıfı olduğunu net görebiliyoruz. İşçi sınıfının diğer hayvanlar tarafından güçleri ve yetenekleri doğrultusunda sömürülmesi de net bir şekilde ortaya konulmuş. Fa Yayınları'ndan okuduğum kitabın çevirisi ve kapağı harika. Çevirisi hakkında aklında soru işareti olanlar da rahatlıkla okuyabilir. Kitap hakkında yazılacak çok şey var fakat okumayan kişileri düşünerek yazımı burada sonlandırıyorum. Şimdiden herkese keyifli okumalar.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Fa Yayınları · 2021245,5bin okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Bugün türü oldukça farklı olan epistemik bir romanın yorumunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Kitap, tren kompartımanında kimliği belli olmayan bir şapkalı adamın, üç yolcunun hayatına etki etmesiyle başlıyor. Bu olayı medya aracılığıyla tüm ülke duymuş oluyor ve zamanla Şapkalı Adam'a inanan ve ona karşı olan iki taraf ortaya çıkıyor. Bu olayı araştıran insanlar sayesinde bilgi sahibi oluyoruz. Sosyolog, psikolog, alternatif tıp uzmanı, gazeteci, fizikçi, doğaüstü olaylar uzmanı ve daha birçok kişinin düşüncelerini öğrenebileceğiniz bir kitap. Sosyal bilimlerde neden-sonuç ilişkisi oldukça önemlidir. Bir sosyoloji öğrencisi olarak sosyal bilimlerin üvey kardeş olmadığının söylenmesi ve kitabın çoğu sayfasında neden-sonuç ilişkisinin öneminin bir kez daha vurgulanması oldukça güzeldi. Şu an toplumumuzda bilim yerine sıra dışı olayları farklı şekilde açıklayan, büyücü, üfürükçü gibi tabirler var. Aslında kitabı okurken günümüzle de yüzleştim. Bunun haricinde sosyoloji, felsefe, psikoloji, biyoloji gibi dallara başvurulması ve sadece bununla kalmayıp karşı tarafta bulunan alternatif tıp uzmanı gibi kişilere de söz hakkı tanınması, kendi düşüncemizi objektif bir şekilde beyan etmemizi sağlıyor. Not aldığım ve altını çizdiğim kısım oldukça fazlaydı, bu kitabı her okuduğumda kitaptaki bilgileri harmanlayıp yeni bilgilere ulaşabileceğime inanıyorum. Ben kitabı bilgilenerek ve severek okudum. Sizlere de tavsiye ediyorum.
Aromatik Adam
Aromatik AdamAnooshirvan Miandji · Bilgi Yayınevi · 2020336 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Şiir okumayı seven biri olarak Sessizlik Partisi'ni oldukça beğendiğimi söyleyebilirim. Ümit Güçlü'nün daha önce diğer şiri kitaplarını okumuş ve sevmiştim. Gelenekselci şairlerin aksine şiirler ölçüsüz ve uyaksız. Sanırım ben belirli kalıplar içerisinde yazılmayan şiirleri daha çok seviyorum, o nedenle şiirlerin bu özelliğini sevdim. Aynı zamanda günümüz teknolojisine ve robotlara yer verilmiş kitapta :) Hepimiz her kitaptan ya da şiirden farklı anlamlar çıkarıyoruz elbette. Neden bilmiyorum ama 76 sayfa içinden benim en çok beğendiğim dize "akvaryum yere düştü çok zaman önce/balığın sesini duyan kedi/camın sesini duymadı" oldu. Belki siz de benim çıkardığım anlamlar dışında farklı anlamlar çıkarırsınız diye şiirin bir kısmını aşağıya bırakıyorum. Keyifli okumalar. "(...) bıçaklar hazır silahlar hazır avlar hazır radyodan gelen ses, sesler hazır kablolar bağlandı sonra urganlar akvaryum yere düştü çok zaman önce balığın sesini duyan kedi camın sesini duymadı sonra her şey en baştan kapılar açıldı kalpler açık zincirler çözülüyor geceyle gelen çığlık kafeler baştan açılacak esas kalpatışları en baştan" -balığın sesi
Sessizlik Partisi
Sessizlik PartisiÜmit Güçlü · Ketebe Yayınları · 202118 okunma
86 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.