Selam :)
Dostların "Ya çok seveceksin ya da hiç" dedikleri, bitirdiğimde "Sevmeyen var mıdır?" diye düşündüğüm 190 sayfaya sığdırılmış kocaman bir dünya idi bu kitap. Kesinlikle damakta farklı bir tat bırakan yapısı vardı.
Kitabımız aynı zamanda Oğuz Atay 'ın Tutunamayanlar romanının yazılmasına da öncülük etmiş.
Benim okuduğum ilk Yusuf Atılgan romanı ve itiraf etmeliyim ki ilk 40 sayfada yazarın anlatım tarzını çözmede, olay örgüsünü kurmada ve kişileri oturtmada birazcık zorlandım. Ama sonrası tekrar tekrar okumama sebep olacak müthiş bir yolculuktu.Başlarda aynı duyguyu yaşarsanız sakın pes etmeyin, kendinizi bu güzellikten mahrum bırakmayın.
Kitabımızın konusuna gelecek olursak; tek düzeliği reddeden, konfor alanının dışına çıkamayanlara, sorgulamadan yaşayanlara ağır eleştiri getirmiş yazarımız.
Alışkanlıklardan korkan, toplumun dayattığı kurallardan sıyrılmaya çalışan, gerçek sevgiyi arayan, istemese de babasından derin izler taşıyan, mesleği "Aylaklık" olan bu adamla tanışmak, karanlık koridorda ona eşlik ederken kendimle yüzleşmek, dertleşmek, bunları düşünen - yaşayan sadece ben değilmişim hissini yaşamak çok güzeldi. Okumadıysanız eğer kesinlikle ama kesinlikle tavsiye ederim.
Kitapla, sevgiyle ve hoşçakalın.