Okuduğum kitaplarda kendime benzer bir şeyler aradım, bazı şarkılarda beni anlayacak hisler aradım, kendimi notaya dökecek zamanlamaları bekledim. Bazı filmlerin içinde kendi karakterimi aradım, aradığım tek şey kendi yansımamı görmekti. Ama tüm bunlardan habersiz, varoluşumu dikizlerken çok şey yapmışım. Kendi kitabımı yazmışım, kendi şarkımı söylemişim, kendi filmimi çekmişim. Başrol oynamışım. Söylemediler, görmedim, bilmedim. Aramaya devam ettim. Yansımalar dünyasında hep bir ışık aradım. Rolünü ezberlemeden sahneye çıkan tiyatrocu gibiyim artık. Ne anlamı var artık provanın?
168 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ne anlattığını ve ne anladığımı yazıyorum. "Baba, içeriğini niye yazdın?" diyenler okumasın, geri zekalılar ile uğraşamam. Garip, bir üslup ile başladığında sıkılmıştım kitaptan. "Sanırım boşuna okuyacağım." falan diyordum. Kendisinin de söylemiş olduğu ve hatta kitabın ismine de sahip olan bir argosu varmış. Muhtemelen öyle
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200993bin okunma
Reklam
İdare odasının kapısında Kenan görününce yarım kalıyor Davut’un lafı. “Oooo, erkencisin lan Çomar…” Kenan, Şerbet’e mahcup mahcup sırıtıp koltuğa sessizce ilişiyor: “Çay teklifiniz hâlâ geçerli mi?” Şerbet neşeyle somurtuyor: “Hastayım lan sizin şu laflarınıza… Teklif, geçerli falan… Emrin olur Çomarım… Şevkeeeet, çayla bizi…”
Sayfa 60 - April YayıncılıkKitabı okudu
Yazmak
Yazmak... Başlamadan önce, insanın nerden başlaması gerektiğini kestirmeye çalışmasıyla, kelimelerin arasında kayboluyorsa yazmaktır. Sadece izin vermeli kaleme sonra oturup izlemeli o alet-i mucizevinin yaptıklarını. Buraya kadar geldik de hala ne yazmalı? İnsana gerçekten bir şeyler yazdıran nedir? Başlamadan önce aklımda harikulade fikirler
190 syf.
7/10 puan verdi
Yazar kitabında narsisizm sorunu olan iki hastasının öyküsünü , onlarla sürdürdüğü terapi sürecini anlatmış. Dil ve konu olarak çok sade ve aynı zamanda akıcı olduğunu söyleyebilirim. Bir seferde bitirebilirsiniz. Ancak yazar kitabın gelişim sürecinde hep realist olarak kalmış. Sadece karşısındaki bireyi düşünmeye yönlendirişini ve bireyin kendi yolunu bulmasını anlatıyor. Bilemiyorum olması gereken ideal hasta doktor ilişkisi budur belki ama ben bu tip insan psikolojisi içeren kitaplarda ( hatta büyün kitaplar da demeliyim ) gözlemci şeklinde kalmayı ve bilimsel bir makale okuyormuş gibi hissetmeyi sevmiyorum. Bu yüzden eğer kafanızda kitaba dair daha farklı bir algı varsa yani biraz daha hislere dayalı bir kitap bekliyorsanız , beklemeyin . Daha çok yazarın hastalarında gördüğü her hissi, her düşünceyi , her davranışı bilimsel çerçevede ele almasından oluşuyor kitap. Bu anlamda beklediğimin aksi çıktı diyebilirim. Bu yüzden biraz bu ne şimdi diyerek okudum. Bilimsel açıdan yeni şeyler kattığını inkar etmesem de tam olarak sevemediğim bir şeyler var kitapta. Belki de insan ilişkileri içeren konuların , insanı ve insan zihnini bir makine sonucu oluşuyor gibi ele alınmasıdır. Çünkü aynı hissi Bir Psikiyatristin Gizli Defteri'nde de yaşamıştım. Kitaplar akıcı , ilgi çekici kabul ama hep aramda bir mesafe görüyorum bu tip kitaplarda. Belki de sorun okuduğum zamanki ruh halimle alakalıdır emin değilim. Gene de arada okunması gerek çünkü en beklemediğiniz anda , en beklemediğiniz cümlenin sonunda kendinizi bulabiliyorsunuz.
Fanustaki İnsanlar
Fanustaki İnsanlarVamık Volkan · Alfa Yayıncılık · 2009145 okunma
392 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
-> ayakliikutuphane.blogspot.com.tr/2016/06/melek-l... <- Benim kitap hakkında ki duygularım şu; evet kitap güzel ama öyle ahım şahım bir yanı yok. Kitapta aksiyon var. Evet fantastikte oldukça iyi işlenmiş. Ancak bunlar bana yetmedi gibi geldi. Neyse konu detayına girersek. Kitapta en sevdiğim nokta
Melek
MelekL. A. Weatherly · Dex Yayınları · 2011235 okunma
Reklam
790 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.