Tess Bell artık hayatına sadece oğlu ile devam edecek olan bir kadındır. Boşandıktan sonra Wharton kasabasında, ailesinden miras kalan ve çocukluğunun geçtiği evde yaşamaya karar verir. Kış aylarında gittiği kasabada yağan kar dolayısı ile karlar altında kalan malikaneyi görünce geçmişte yaşadığı tüm hatıralar etrafını sarar. Hayatını bir düzene koymay çalışırken, geçinebilmesi için bir işe de ihtiyacı olan Tess, bu evi herkesin seveceği bir pansiyona çevirmeye karar verir. Bunun için kasaba da yaşayan Wyatt ile anlaşır ve evin tadilatına başlanır. Güzel umutları ve inancıyla işe koyulmaya başlar Tess. Evde kalmaya başladığından beri, gece olduğunda yıllardır kilitli olan tek odadan gelen hayvan tırmalama sesleri Tess’i hem korkutur hem de telaşlandırır. Büyükbabası öldükten sonra büyükannesinin kilitlediği ve bir daha kimsenin açmadığı o odayı, kendine alan yaratmak için açtırması gerekir, ama bir yandan da korkar. Sonrasın da açılan kapının ardında gördükleri daha da şaşkına uğratır Tess’i. Çünkü sandığı gibi odada bir hayvan yoktur. Ancak Ressam olan büyükbabasından kalma, ve daha önce asla görmediği bir oda dolusu tablo ile karşılaşıyor. Açılan kapı ile saklanmış sırlar açığa çıkıyor ve aslında herşey henüz yeni başlıyor.
Best Seller arasında olan bu kitabı inanılmaz merak ediyordum. Korkuyu ve gerilimi iliklerinize kadar hissedip her sayfayı ayrı bir heyecanla çevireceksiniz. Korku okumayı sevenler mutlaka incelesin
