Emine

İnsan kişiliğinin derinliklerinde, hayatın gerçek bir iyiliğinin ve akla uygun bir anlamının bulunması gerektiğine ilişkin hiç yok olmayan bir istek vardır.
Reklam
Hem deme: “Ben de herkes gibiyim.” Çünkü herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. Herkesle musibette beraber olmak demek olan teselli ise kabrin öbür tarafında pek esassızdır. Hem kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan hiçbir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizamsız, gayesiz kalabilirsin?
nazar-ı hikmet: Hikmet bakışı.Kitabı okuyor
Ey nefsim! Deme: “Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derd-i maişetle sarhoştur.” Çünkü ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalbolup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sürat peyda ediyor.
perestiş:Haddinden fazla sevme. derd-i mâişet:Geçim derdi. firak:Ayrılık. bekâ:Varlıkta kalma. acz-i beşerî:İnsanın güçsüzlüğü. fakr:Fakirlik.Kitabı okuyor

Reader Follow Recommendations

See All
Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp ve âhireti unutup dünyaya talip bedbaht nefsim! Bilir misin neye benzersin? Deve kuşuna… Avcıyı görür, uçamıyor; başını kuma sokuyor, tâ avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarıda. Avcı görür. Yalnız o, gözünü kum içinde kapamış, görmez.
Hayatın anlamı, görünmeyen harflerle vicdanımızda yazılmıştır.
Reklam
Reklam
949 öğeden 856 ile 870 arasındakiler gösteriliyor.