This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
I never promised you a rose garden. I never promised perfect justice. And I never promised peace or happiness. I can only help you gain the freedom to fight all this. The only reality I offer you is my war.
Temmuz çoktan bitti.
Ağustos da bitecek.
Eylül'de ellerin üşüyecek, ısınmak için geleceksin.
Biliyorum!
Eylül tam bu işe göredir;
Gel bağışlayalım birbirimizi.
Senin için alışılmış şeyler söyleyemem sana yaraşmaz
Kış gecesi amcamızdır bahar yakından kardeşimiz
Alır başımı Erzincan'a giderim seni düşünmek için
Dörtlükleri bozarım çünkü dağlar ne güne duruyor
Kıyılar ve eskimeyen her şey seni anlatmak için
Bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur
Ne var ki ıslanır gider coskunluğum durmadan
Durmadan
Dağ biraz daha benden deniz her zaman senden
Hiçbir dileğimiz yok şimdilik tarihten coğrafyadan
Kimselere benzemesin isterim seni övdüğüm
Seni övdüğüm zaman
Güzel bir çingene yalnız başına dolaşmalı kırlarda
Seni övdüğüm zaman
— Turgut Uyar