Sinem Sal'ın ikinci kitabını okudum ve yine sıradan, her zaman duyduğumuz, bizden bir romanı okumanın içimde yarattığı duygularla yüzleşmeye çalışıyorum. Her birimizin içinde ne farklı duygular var üstünü örttüğümüz yada farklı bir şekilde açığa vurduğumuz. Yüzleşmek, farkına varmak ne kadar zorsa bazen okumakda zor olur. Dolunay etkisimi, bir şeyin retrosumu bilmem ama ben çok hüzünlendim bu kitapta.
Şermin Yaşar'ın ilk romanı... Yorumlayamam çünkü herkes okusun isterim. Okusun ki herkes içinde söyleyemediği yaralarını, üstünü örttüğü, hatta unuttuğu yaralarını hatırlasın. Sarmasına gerek yok çünkü bazen bilinince, söylenince yaralar kendi kendine satılıyor. Ağlayarak bitirdim, duygusallıktan değil, gerçeklikten, içimizden birilerinin romanı, belki de benim, senin, en yakınının...