Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Bugünün gençleri neden bu kadar duyarsız,mutsuz, erişkin olmaya hazır değil ama aksine neden daha hoşgörülü... Amerika da nesiller üzerine yapılan araştırmalar, verilerle ortaya konduğunda bu soruların cevabını kitapta bulabiliyorsunuz.. Sadece Amerika için mi geçerli, veriler ülkemiz gençlerini de tanımlıyor, anlatılanlar çevremize baktığımızda hiç yabancı gelmiyor..
Uygulamaya yeni başladım ilk kitap yorumum olacak o yüzden eksik kalırsam af buyurun.
Şöyle söyleyeyim bu kitap benim ön yargılarımı çok fazla kırdı kitapta Saddam Hüseyinin zamanında yaptığı Halepçe katliamını anlatıyor türk doktor ve katliamdan kaçan iki kardeş. Kitabın yazarı doktor ama kitapta anlatılanlar kızın mektubunda geçenler ve doktordan istedikleri. Hatırlatmasıniz Bi çocuk vardı Her şeyi allaha söyleyeceğim diyen evet o çocuğun ablası ailesi ve onun başından geçenler anlatılıyor tavsiye ederim :)
Ağlayarak bitirdiğim bir kitap oldu. Savaş zaten varken insanların bitmek bilmeyen hırsları, kumpasları ve çekinmeden yaptıkları şeylerin suç olduğunu bile düşünmeden sadece güya kendilerince iyi bir şey yaptıklarını sanmaları...
Yer Fukuoka Hapishanesi. Vatanabe Yuiçi henüz lise öğrencisi iken kendisini askerde bulup bu hapishaneye inzibat olarak gönderiliyor. Arkadaşları cepheye Yuiçi ise hapishaneye...
İnzibat olarak görevliyken Sugiyama Dozan adındaki gardiyan öldürülüyor. Hapishane müdürü Yuiçi'ye soruşturması için emir veriyor. Yuiçi'nin yaşadıklarına çok üzüldüm. Kitapta anlatılanlar ise birebir gerçek. Okumayı düşünenlere tavsiye ederim.
Haşhaşîler Gizli Bir Örgütün Tarihi
Heinz Halm tarafından kaleme alınan tarihi inceleme içerikli ve tarih okumayı sevenlerin seveceği türden bir kitap. Tarihi olaylar kronolojik sırayla anlatılsa bile bazen olayların detaylarının öncesi ve sonrası verilirken kullanilan tarihler arasında bağlantı kurmak ve tarihin değişimi kafa karışıklığına yol açabilmektedir.
Bundan bin yıl
intikam ve hırs... iyilik veya kötülük...
Osmanlı'da bir casus...
İntikamı için ilim dünyasını birbirine düşüren hırslı mı hırslı bir casus, itirafını padişaha sunar. Karga ve Akbaba lakaplarıyla karşımıza çıkan bu casusun, üstad olarak gördüğü Molla Lütfi'yi kullanarak nasıl bir intikam aldığının itirafını okuyoruz...
İskender Pala'nın daha önce OD ve Katre-i Matem kitaplarını okumuştum. İtiraf, onların yanında biraz sade kaldı diyebilirim. Gayet sürükleyiciydi fakat onlar kadar tesir etmedi bana. Yine de karakter derinlikleri ve tasvirleri her zamanki gibi harikaydı...
Birçok tarihi kitapta olduğu gibi bu kitabı okuduktan sonra da görüyoruz ki; zaman değişmiş ama insanların hırsları değişmemiş. Yine tarihi bir ibret değil bir hikaye olarak okumaya devam ediyoruz...
Elbette okuduğumuz kitap, bir roman olduğu için anlatılanlar biraz da hayal ürünü. Ancak kitabın bana kattığı en güzel şeylerden biri de daha önce ismini duymuş olsam da üzerinde hiç durmadığım Molla Lütfi'yi araştırmama vesile olmasıdır :)
Vee geldik serinin sonuna. Seri çok hızlı ilerledi. O zamanlar insanı öyle çekiyor ki tarihsel yanı bir tarafa çok akıcı ve güzel romanlaştırılmış. Genel olarak tarihsel romanları sevenlerin kaçırmaması gereken bir seri olduğunu düşünüyorum. Keşke tarihi bu şekilde öğrensek daha kalıcı olur. Verilen bilgilerin ne kadar gerçek ya da değil bilmiyorum. Ama diğer kitaplara yazdığım incelemelerde bahsettiğim gibi abartılar çoktu. Mısır’ın dine çok bağlılığı biraz beni baymadı değil:) bu son kitapta da her zaman olduğu gibi Ramses’i yıkmaya çalışmalar, barışı devam ettirmeye çalışmalar, yapılan hain planların Ramses’in ululuğundan ve Tanrıların yardımlarıyla gerçekleşmemeleri, ölümler, Mısır’ın övülmeleri, başka yerde bu kadar huzurun rahatın ve güzelliğin olmaması söylemleri, mucizeler aynen devam ediyordu. Eğer anlatılanlar gerçekten doğruysa Mısır o zamanlar gerçekten de yaşanılası adaletin eksilmediği, zorbalığın olmadığı, kadınların özgür olduğu, köleliğin olmadığı, Mısırılı olmayanların da rahatça baskısız bir hayat sürdükleri bir ülkeymiş. Böyle bir ülke belki şimdi bile yoktur. Adalet diye bir şey kalmadı. Ama o zamanlar gerçekleşmişse bu gerçekten değer biçilmesi gereken bir tarih. Özetle tavsiye ederim.
