Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.17
Kitap Rum bir ailenin kızı olan Niki’nin günlüğünün Margarita isimli kızkardeşi tarafından okunması ile gün yüzüne çıkan olayları anlatıyor. Bu olaylar 1950’li yıllardaki siyasi hava içinde anlatılıyor. Hayat gibi dedirtiyor bu kitap hem hüzünlü hem komik hem acı birçok hikaye anlatılıyor. Bir ailenin tüm fertlerini tanıyıp arkadaşlık ediyorsunuz her birine. Her biri ayrı bir pencere oluyor. Ama hepsini anlamamızı istiyor sanki yazar. Karakterlerin hepsi ayrı telden çalıyor ama bir ailenin sıcaklığını da veriyor size anlatılanlar. Siz de anlatılanların bir parçası gibi hissediyorsunuz kendinizi. Belki de günlükten yola çıkan hikayeler bu samimiyeti veriyor. Hiç es geçilmeyecek konular var kitapta. Kadınlar hep ön planda bu kitapta aslında. O yüzden kitabın adı bile çok hoş. Ama asıl üstünde durulan konu Rumlar ile Türkler arasında 1950’li yıllarda yaşanan siyasi sorunlar ve bunların insanlara etkileri. Hep anlatılan tarihin farklı noktasında yer alanlar tarafından olayların aktarılması kitabın etkileyiciliğini arttırıyor. Tavsiye edilir.
Roman iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde ailenin Kayseri’deki köy hayatı ikinci bölümde ise İstanbul’a taşındıktan sonraki yaşadıkları süreçleri anlatılıyor.
Cinler, periler, büyüler, Azrail ve batıl inanışlara sıklıkla yer verilmiş. Günlük hayatta karşımıza çıkan olayların batıl inançların yanlış yorumlanmasına değiniliyor. Latife Tekin’in de söylediği gibi bu kitapta anlatılanlar yaşamış olduğu gerçekliğin, masalsı ve büyülü bir gerçeklikle buluşması.
Herkesin önce okuyup sonrada Dirmit karakteri üzerinden sahneye uyarlanan tiyatrosunu da izlemesi gereken muhteşem bir eser.
Bugünü Nisan ayında biten kitapları paylaşma günü ilan ettim. Nisanda bitirebildiğim ilk kitap Casus, modern klasiklerden ve tam olarak bir casusluk öyküsü sayılmaz.
Kitabın ilk çeyreği biraz bunaltıcı çünkü konuda bir ilerleme olmuyor, devamı ise akıcı bir şekilde ilerliyor.
Casus Adolf Verloc, kendini bir anda bir terör saldırısı yapmak mecburiyeti ile karşı karşıya buluyor. Karısı Winnie Verloc, karısının annesi ve kardeşi Stevie ile izole denilebilecek bir hayat sürerken ortaya çıkan bu beklenmedik olay her birinin ruhunu farklı şekillerde etkiliyor. Kitap da aslında bu olayın psikolojik etkilerini yansıtıyor okuyucuya.
Kitapları okumaya önsözlerini okuyarak başlarım her zaman. Bu kitapta ise kitabı bitirdikten sonra önsözünü tekrar okudum. Böylece okuduğum kitapta anlatılanlar daha bir net canlandı zihnimde.
Etkileyici güzel bir kitaptı diyebilirim sonuç olarak.
SELAMMM HERKESE
#kilitanahtarkapi üçlemesinin son kitabı Kapı ile doruk noktasına ulaşacaksınız. Uzun zamandır okuduğum en en iyi serilerden biri. Yazarımızın çok donanımlı ve geniş kapsamlı araştırmaları sonucunda ortaya koyduğu bu seri muhteşem olmuş. Dünyaya yansıtılmayanın çok ötesinde, dünyada oynanan oyunları anlamak adına yazılmış bir eser bu üçleme. İlk kitap olan #kilit den başlayarak okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Ekibin başına geçen Demir büyük bir sorumluluk altına girer. Ekibi ile birlikte Ortadoğu üzerinde dönen oyunlarla birlikte Elitler grubuna karşı büyük bir mücadele içine girerler. Artık her iki tarafta adlarını öğrenip kozlarını paylaşmaya başlarlar.
Aslında her ne kadar kitapta anlatılanlar kurgu gibi olsada aslında gerçeklere değinmektedir. Açıkça da görülüyor ki din üzerinden birçok oyunlar oynanıyor. Özellikle Elitlerin yaptıkları toplantılarda ki konuşmaları okuyunca kitabın kurgudan çok gerçek hayattan izler içerdiğini göreceksiniz ve günümüzde olanların farkına varacaksınız. Büyük bir titizlikle çok muhteşem bir şekilde araştırılıp yazılmış bir seri. Bizim sadece televizyon kanalları sayesinde öğrendiğimiz birçok bilginin aslında hiçbir şey olduğunu, perde arkasında yaşananları bu seriyi okudukça gerçeklerin çok başka olduğunu göreceksiniz. Oynanan kirli oyunların neler olduğunu okudukça acaba mı diyeceksiniz. Her sayfa oldukça etkileyiciydi.
KESİNLİKLE TAVSİYEDİR
İki bölümden oluşan kitapta kişisel gelişim ve roman karşılıyor bizleri. Hayatı sorguladığımız, bir noktada durup düşündüğümüz ve aydınlanma yaşadığımız dönemler illa ki olmuştur. Korku, kaygı, ego gibi duyguların insanı ele geçirdiğinde oluşan duygu durumlarını ele alıyor yazarımız. Kitapta ki romanımız da bu duygular üzerinden ilerliyor.
Anlatılanlar tanıdık gelmiş olabilir. Ancak her kitap farklı bir bakış açısı sunar okuyucuya. Yazarımız tane tane anlatmış her şeyi. Roman ile de birleştirerek okuyucuya daha zevkli bir okuma sunmuş. Hayatı sorgulatan hiç değilse durup düşünmemizi sağlayan bir eser. Akıcı ve sade bir ile yazılmış olması da okumayı kolaylaştırıyor. Tavsiye ederim.
King'in en sevdiğim romanı.. Ölüm ve sonrası teması hem gerilim dolu hem de bi o kadar duygu yüklü işlenmiş. Ölümün ne kadar acı verici bir son olursa olsun insanın karşısında boyun eğmesi gerektiğine dair çok güzel aforizmalara sahip bir kitap. Ayrıca kitapta Kızılderili efsaneleri ile ilgili anlatılanlar kitaba mistik bir hava katarak okuma zevkini artıyor. Karanlık bir hikayeyi böylesi mükemmel bir kurguyla ancak Stephen King gibi usta bir yazar anlatabilirdi.
·
Not rated
Çevre eğitiminin birçok ülkede nasıl aktarıldığını kendi ülkemize bunu nasıl uyarlayacağımızı daha net bir şekilde anlamamı sağladı. Yazarın yaklaşımını kendime çok yakın buluyorum. Doğayı bir bütün olarak kabul ediyor; yani orman, deniz, insan ve diğer canlıların hepsi eşit derecede önemli. Ağaçlar, bitkiler, hayvanlar, böcekler vs insana amade
Çık Dışarıya Oynayalım: Doğa Pedagojisine Doğru Bir Öğrenme YolculuğuGaye Amus · Epsilon Yayınevi · 202227 okunma
*açıklama
Zaman geçiyor, dünya değişiyor ve hayatlarımız yeni ufuklara açılıyor günbegün. Ama bir şeyler kalıyor geçmişten, bir türlü kabuk bağlamayan ve inceden sızlayan bir yara gibi, 12 Eylül gibi. Keşke Bir Öpüp Koklasaydım, işte bu yaraya dokunuyor. Yakın tarihimizin bu en travmatik toplumsal dönüşümünün ve baskı rejiminin yeni bir kaydını tutarak,
Bryan Stevenson hukuk fakültesini bitirdikten sonra kendisini haksız yere müebbet hapse mahkûm edilenleri, yoksulları,masum iken idam cezasına çarptırılan mahkumları savunmaya adar.
.
Henüz kariyerinin başında iken idam cezasına çarptırılan Walter McMillian adında ki siyahi mahkûm ile tanışır.
Davayı tüm detayları ile inceleyen Bryan,
Yazarın okuduğum bu serideki ikinci kitabı. Kitaplar bağımsız okunabilir ve ben bu kitabı çok daha fazla sevdim.
Özellikle evli insanların sorgulamalara düşeceği ve bazı durumlarla yüzleşeceği hatta sarsılacağı kitaplardan. Salt kurgu değil. Kişisel gelişim, psikolojik roman gibi kategorilere de alınabilir. Yorumlarda netflix dizisi gibi yorumu yapanlar olmuş ama kitabın detayları, mesajları ve sorgulamaları çok çok ötesinde ve gerçek. Salt aldatma hikayesi gibi bir beklenti ile okuyacak olan okumasın. Kitapta öyle bir hikaye yok. Var olan kısmın veriliş amacı da anlamak için okunduğunda elbette ki anlaşılır. Hak verirsin, katılırsın ya da hak vermez ve katılmazsın o okurun sorunu. Ancak yazar yapmak istediğini başarıyla inşa etmiş. Evlilik üstüne aşk dersleri vermiş ve hikayeyi bu eksende derleyip toplamış.
Bir çift üzerinden anlatılanlar o çiftin yaşadıklarının çok ötesinde. İlla öyle ya da böyle kendinizden bir şey bulup bakış açınızı değiştirebileceğiniz türde. Yok daha neler de diyeceğiniz yerler de olacak. Nitekim kitabın sonunda daha anlaşılmış bir yaşantınız olduğunu anlayıp kendinizle yüzleşeceksiniz.
Ben çok beğendim.
1 puan da kırmazdım da bazı cümleleri zorlamama rağmen anlayamadım. Muhtemelen çeviriden dedim. Ya da cümle yapısı bana çok uzak ve alışmadığım türdendi.
