Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şehir ve insan birbirini tamamlayan öyle önemli fenomenlerdir ki ikisini birbirinden ayrı düşünmek hata olur. İnsanın anlam dünyası yaşadığı şehri inşa etmesinde ne kadar etkiliyse, bir şehrin de içinde yaşayan insanların anlam dünyasını etkilemede rolü bir o kadar önemlidir. Richard Sennett, kent üzerine düşünen, üreten ve yazan önemli bir
Cinsiyetçi biçimde tanımlanmış güzellik kavramlarının tekrar kabul görmesi, beyazların üstünlüğüne inanan, kapitalist, ataerkil moda ve kozmetik endüstrisinin çıkarınaydı elbette. Kitle medyası da onları izledi. Bugün, filmlerde, televizyonda ve reklamlarda rastladığımız hastalık derecesinde zayıf, adeta açlıktan ölmek üzereymiş gibi görünen boyalı sarı saçlı kadın imgeleri, norm haline geldi. Kadın güzelliğine dair cinsiyetçi imgeler, gözlerden ırak olmanın acısını çıkarırcasına bütün kuvvetiyle geri dönmüş durumda ve bu imgeler feminist müdahaleler sonucunda elde edilen kazanımları tehdit ediyor.
Sayfa 37 - Epub
Reklam
Öznel olanı nesnelden ayırmaktan aciz kitle, zihninde çağrışım yapan ve gözlemlenen olayla arasında çoğu zaman uzak bir akrabalıktan başka bir şey bulunmayan imgeleri gerçek kabul eder.
Kitle İmgeleri
İnsanı düşüşten daha fazla etkileyen baska hiçbir hareket yoktur; düşmeyle karşılaştırıldığında diğer bütün hareketler önemsiz ve ikincil görünür.Çok erken çağlardan itibaren düşmek insanın en korktuğu şeydir; İnsanın hayatta, karşısında savunmaya geçtiği ilk şeydir. Çocuklar düşmemeyi yavaş yavaş öğrenirler;düşmek belirli bir yaştan sonra, aptalca ve tehlikeli olur.
Sayfa 89 - Ayrıntı
"..postmodern zamanların varlık kavrayışı,gerçeklikten, gerçek (real) objeden değil, kurgusal (irreal) objeden hareket eden bir eğilimi bize gösteriyor. Birbirini anlamayan tarafların ifadelerinde ortaya konan, gerçek obje yorumu değil, günümüzde bir moda haline gelen kendi zihinlerindeki kurgusal (irreal) obje yorumlarıdır. Kimse muhatabının tahayyülündeki muğlak imgeleri, kendi zihninde canlandıramadığı için, bir körler sağırlar ilişkisi/sizliği günübirlik eğilim halinde yaygınlık kazanmıştır. Zihindeki belli belirsiz imgenin gerçekliğinden yola çıkan insan için, uzmanlık ve dış dünyanın bilgisi önemini yitirmiş, herkesin her şeyi, öğrenmeden bilebileceğine dair bir üst yeteneklilik sanısı, hakikat arayışını durdurmuştur. Burada gerçeklik (realite) algısının yitirilmesinde ve gerçeklikle ile kurgusal (irreal) olanın yer değiştirmesinde kitle iletişim araçları ve medyanın çokça bilinen işlevine kısa bir geri bakıştan kendimizi alıkoyamıyoruz. Söz gelimi: yıllarca Mad Max ve benzeri fantastik kurgulardan sonra, gerçek dünyanın da böylesi bir fanteziye uydurulacak şekilde kurgulanabileceğini, Işıd ve onun dünyaya sunuluş tarzı çarpıcı biçimde sergiliyor. Bu çoktandır bilinmekle birlikte, vurgulanması gereken önemli ayrıntı şu olsa gerek..
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kırmızı Pazartesi, Büyülü Gerçekçilik ve Derinlemesine Bir İnceleme
Kırmızı Pazartesi Gabriel Garcia Marquez’in okuduğum ilk kitabı. Büyülü gerçeklik tekniğiyle yazılmış, gayet ince bir kitap. Okumadan önce sitede gördüğüm incelemeler karakter sayısı ve isimlerinin ezberlenmesinin zor olması nispetiyle gözümü korkutmadı değil. Lakin okudukça korkmamın yersiz olduğunu fark ettim zira gayet kolay okunan,
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,5bin okunma
Reklam
Cinsiyetçi biçimde tanımlanmış güzellik kavramlarının tekrar kabul görmesi, beyazların üstünlüğüne inanan, kapitalist, ataerkil moda ve kozmetik endüstrisinin çıkarınaydı elbette. Kitle medyası da onları izledi. Bugün, filmlerde, televizyonda ve reklamlarda rastladığımız hastalık derecesinde zayıf, adeta açlıktan ölmek üzereymiş gibi görünen boyalı sarı saçlı kadın imgeleri, norm haline geldi. Kadın güzelliğine dair cinsiyetçi imgeler, gözlerden ırak olmanın acısını çıkarırcasına bütün kuvvetiyle geri dönmüş durumda ve bu imgeler feminist müdahaleler sonucunda elde edilen kazanımları tehdit ediyor.
Sayfa 48
248 syf.
·
Puan vermedi
Dikkat! Spoiler İçerir ve olay örgüsü içermeyen bir kitap olarak alıntı da içerir!!! ‘Popüler Kültür’ kavramının açıklanarak olumlu ve iyimser bir popüler kültür düşüncesinin paylaşıldığı kitap John Fiske’nin önemli eserlerinden. Kot pantolonun popüler kültürü temsili ile başlayıp siyasetteki popüler kültür temsilleri ile son bulan yedi bölümden
Popüler Kültürü Anlamak
Popüler Kültürü AnlamakJohn Fiske · Parşömen Yayınları · 201230 okunma
Bugünlerde, ülkemizin tarihinde her zamankinden daha da çok sayıda, kırk yaşını geçmiş heteroseksüel ve hâlâ bekâr olan kadın bulunuyor. Kendilerini, erkeklerin dikkatini çekmek konusunda daha genç yaştaki (çoğu feminist olmayan ve hiçbir zaman da olmayacak) kadınlarla yarışıyor bulan bu kadınlar, çoğu zaman kadın güzelliğinin cinsiyetçi temsillerini gençler kadar başarıyla gerçekleştirmeye çalışıyor. Cinsiyetçi biçimde tanımlanmış güzellik kavramlarının tekrar kabul görmesi, beyazların üstünlüğüne inanan, kapitalist, ataerkil moda ve kozmetik endüstrisinin çıkarınaydı elbette. Kitle medyası da onları izledi. Bugün, filmlerde, televizyonda ve reklamlarda rastladığımız hastalık derecesinde zayıf, adeta açlıktan ölmek üzereymiş gibi görünen boyalı sarı saçlı kadın imgeleri, norm haline geldi. Kadın güzelliğine dair cinsiyetçi imgeler, gözlerden ırak olmanın acısını çıkarırcasına bütün kuvvetiyle geri dönmüş durumda ve bu imgeler feminist müdahaleler sonucunda elde edilen kazanımları tehdit ediyor.
Sayfa 48 - Bgst YayınlarıKitabı okudu
" Kitle, der Freud, “ancak aşırı dürtülerle heyecanlanır. Kitleye etki etmek isteyenin, gerekçelerini mantıklı bir biçimde oluşturmaya ihtiyacı yoktur; aynı şeyi resmetmek, abartmak ve durmadan tekrarlamak suretiyle en güçlü imgeleri kullanması yeterlidir." Çağımız belli bir kitle ahlâkının zafere ulaştığı bir dönemdir.."
Reklam
Dilin cinsiyetçi bir yapısı olduğunu göz ardı etmek mümkün değildir; öte yandan Spender'ında belirttiği gibi edebiyat ve kitle iletişim araçları da bu cinsiyetçi dilin kültürel söyleme daha da fazla sızmasına katkıda bulunur. Ataerkil dil yaşamın her düzeyinde gösterir kendini. Geleneklere yansır, masallardan beslenir. Edebiyatta, müzikte, sinemada sürekli kendini yineler, belli kadın imgeleri yaratır. Medya bu dilin tekrar tekrar içselleştirilmesinde önemli bir rol üstlenir. Televizyon programları, reklamlar bu anlamda çok etkilidir.
Sayfa 581Kitabı okudu
Bugün hala mağaralarımızdayız. Ve karşımızdaki ekranlardan devasa bir kitle iletişim dünyasının bize seyrettirdiği imgeleri, yansıları gerçeğin kendisi olarak görmekteyiz. Boynumuzda ve kollarımızda somut zincirler yok ancak gözlerimizi ekranlardan, yansılardan çeviremememizi sağlayan binlerce zihinsel zincirle kuşatılmış vaziyetteyiz.
Sayfa 43
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.