Kendimi karanlık bir uçurumun kenarında buldum; aşağı habire sözcükler atıp duruyorum; nasıl da ağır sözcükler, ama düştüklerinde en ufak bir ses gelmiyor. O uçuruma kahkahalar, tehditler ve gözyaşları atıyorum. Aşağıya tükürüyor, bağrına taşlar, kaya parçaları fırlatıyor, dağlar tepeler deviriyorum- ama hep aynı boşluk, hep aynı sessizlik. Hayır, samimiyetle söyleyeyim, bu uçurumun dibi yok dostum ve sen de ben de boşuna uğraşıp didiniyor, ter döküyoruz!