kumsaldaki kum tanesi gibi yalnızlığımız
aynı güneşin altında
aynı deryanın seyrinde
esmer gecelerimizde esen meltem
senden bana
benden ona
ve aynı
ayakların altında ezilmişliğimiz
1988 yılında Pentagram Grubu’na katıldı. Kıvırcık uzun saçları, küpesi ve simsiyah kıyafet tercihi yer yer başına talihsiz olaylar getirmişti.
Öyleydi ya siyah giyen satanist, küpe takan başka bir şey, her şeye bir yaftası vardı ağzı olunca konuşmayı kendine hak görenlerde. Ümit Yılbar 1993 yılında siyahları çıkarıp yeşilleri giydi. Yedek
“Ben ne okudum yahu!” tepkisini hepiniz duymuşsunuzdur. Net olarak şunu söyleyebilirim ki, bu tepkiyi daha çok hak eden başka bir kitap okumamıştım. Hayretler içerisindeyim, özellikle son bölüm beni dehşete düşürmüş durumda ve bu inceleme zor olacak. Daha sonsözü gördüğüm anda Ali Ece çığlıklarımı atarak: “Dalga mı geçiyorsun be!” demiştim, çünkü
Yeni bi akım başlatıyım sjsjskks
Kuzey
Terazi (burç)
Uyumak (fav aktivite)
Basketbol (fav spor)
Caillou (fav cocukluk karakteri)
Bok gibi (hayat akışı)
9/10 (okul ortamı)
1 (aşk ile arası)
Mavi (gözü)
Kumral oluyo galiba(saç)
Kıvırcık(..)
1.78
Enes (agası)
Yani altı üstü sen 16 yaşındasın, ben 17... En fazla ne kadar ciddi olmalıyız ki? Bence bizim yaşıtlarımız dram seviyor. Hem eğlenmenin aşkla uyuşmayan tarafı ne ki? Bizim yaşımızda aşk böyle yaşanmalı. Bu yaşında bir partide içtiğin içki yüzünden ya da kilo alıyorum diye parmağını boğazına soktuğun için kusmamalısın zaten. Çatlayana kadar
pizza yemeliyiz ve kusmana bir tek bu sebep olmalı. Ben saçlarından tutup kusmana yardım ederken, dalga geçmeliyim seninle. Gülmeliyiz. Saçmasapan şarkılar söylemeliyiz birlikte. Kıvırcık saçlarının arasına bir şeyler sokuşturmalıyım gizlice, sen sonra bulup sinirlenmelisin bana. Sinirlenme sebebin telefonumda gördüğün bir kız ismi ya da sınıftan çıkarken yan yana yürüdüğüm bir kız olmamalı. Mesela böyle pijamalarımızla çocuk parkına gelip eşek kadar boyumuza bakmadan salıncağa binip o
salıncağı koparmalıyız. Buradan kalkıp yine pijamalarımızla bir kütüphaneye gitmeliyiz ve oradan kovulana kadar saçmasapan konuşup gülmeliyiz. Ama gülmeliyiz,.. Suratlarımız kızarana kadar gülmeliyiz... Ağlatmamalıyım seni. Ağlamayı sevmemelisin. Diğerlerinin sana öğrettiği gibi, Gelecekte çok daha tutkulu şeyler yaşayacaksın zaten. Ya da daha acı şeyler... Ama şimdi sırası değil. Biz... Eğlenmeliyiz.