Azizim! Sen o sultanları gözünün önüne getir ki onlar dünyaya geldiler. Lakin dünyaya itibar etmediler. Dünyanın arkasına düşüp hırsla dünyalık toplamaya çalışmadılar. Ahiret amelleriyle meşgul oldular. Onlar, bu dünyanın ahiret yolunun üzerinde bir yol uğrağı olduğunu anladılar. Buna aldanmak olur mu? Yol tedarikinde bulunup kafileden ayrılmadılar. Bu dünyaya gönül verip aldanmadılar. Aziz kardeşim! Temiz ve pak erler ile aziz canları gör. Onlar bu dünyaya aldanmadılar. Allah-u Teâlâ kendilerine ne verdi ise nefislerinden kestiler. Kendi nefislerine vermeyip fakirlere dağıttılar. Açları doyurup, çıplakları giydirdiler. Muhtaçları arayıp buldular. Kapılarına gelenleri mahrum etmediler. Darda kalanların gönüllerini ferahlattılar, işlerini gördüler. Şu hadis-i şerifi kendilerine düstur edindiler: “Bir kimse, din kardeşinin bir işine yardım etse, Allah-u Teâlâ da onun işini kolaylaştırır. Bir kimse, bir Müslüman’ın sıkıntısını giderir, onu sevindirirse, kıyamet gününün en sıkıntılı zamanlarında Allah-u Teâlâ onu sıkıntıdan kurtarır.” Akıllılar, bu dünyada şu üç şey ile meşgul olurlar. Böylece onlar herkesin üzüldüğü gün, bayram ederler: 1) Dünya seni terk etmeden sen dünyayı terk edesin. 2) Her şeyden kurtulasın. 3) Rabb’inle buluşmadan, Rabb’in senden razı olsun. Bunlara riayet eden kimse, Allah-u Teâlâ ile görüşüp kabrine öyle gider.
Resulullah (sav) şöyle buyuruyor
Herhangi biriniz dünyadan insanı azdıran bir zenginlik, Hakkı unutturan bir yoksulluk, insanın aklını başından alan onulmaz bir hastalık, insanı yerinden kıpırdatmayan bir yaşlılık, âhiret yolculuğuna çıkaran bir ölüm, deccâl ya da kıyâmet gelmeden önce âhirete hazırlansın.
Reklam
824 syf.
7/10 puan verdi
Mektubatı Rabbaniden
Mektûbat-ı Rabbânî 44. Mektup Bu mektup; Seyyid Nakip Şeyh Ferid Buhari’ye yazılmıştır. 44. MEKTUP Konu: İnsanlığın Efendisi (s.a.v.) övme, onu doğrulayanın, ümmetin en hayırlısı, yalanlayanların ise, Ademoğlunun en şerlileri olduğu, Peygamber efendimiz (s.a.v.)’in sünnetine tabi olmaya teşvik, hakkındadır. Dualar, selamlar ve
Mektûbât-ı Rabbânî Cilt 3
Mektûbât-ı Rabbânî Cilt 3İmam-ı Rabbânî · Semerkand Yayınları · 201217 okunma
عن أنس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال يجاء بابن آدم يوم القيامة كأنه بذج فيوقف بين يدي الله فيقول الله له أعطيتك وخولتك وأنعمت عليك فماذا صنعت فيقول يا رب جمعته وثمرته فتركته أكثر ما كان فارجعني آتك به فيقول له أرني ما قدمت فيقول يا رب جمعته وثمرته فتركته أكثر ما كان فارجعني آتك به كله فإذا عبد لم يقدم خيرا فيمضى به إلى النار Hz. Enes, Rasulullah Efendimizin şöyle dedigini rivayet ediyor: “Kıyâmet günü Âdemoğlu âdeta bir kuzu gibi getirilip Allah Teâlâ’nın huzûrunda durdurulur. Allah Teâlâ ona: «Ey kulum! Sana hayat, sıhhat, âfiyet, âzâ gibi sayısız nîmetler verdim, (evlât, hizmetçiler, mal, makâm gibi) bol bol ihsanlarda bulundum, büyük inʻâmlarda bulundum. Peki, bütün bunlara mukâbil sen ne yaptın?» buyurur. Kul: «–Yâ Rabbi, bana lûtfettiğin malları topladım, onları üretip artırdım ve olduğundan daha fazla bir hâlde geride bıraktım. Beni dünyaya geri gönder de onların hepsini Sen’in yolunda infâk ederek Sana getireyim.» der. Allah Teâlâ: «–Bana, önceden âhirete gönderdiğin sâlih amelleri göster!» buyurur. Kul yine: «–Yâ Rabbi, bana lûtfettiğin malları topladım, onları üretip artırdım ve olduğundan daha fazla bir hâlde geride bıraktım. Beni dünyaya geri gönder de onların hepsini Sana getireyim.» der. O, âhiret için hiçbir sâlih amel işlememiş bir kuldur ve derhâl Cehennem’e götürülür.” (Tergib ve Terhib Hadis kitabı cilt 6 sh 244) Bu hadisi şerifi Tirmizi ve Müslim rivayet etmişlerdir
Ya Rahman ! Bayramımızı mübarek eyle. Günümüzü bereketli eyle. Sevdiklerinizle bayram sevincini yaşattığın için şükürler olsun . Kur’an ile hayatını taçlandıranlardan eyle. Kur’an ile olan bağını sadece Ramazan’a has kılmayıp bir ömre sığdıranlardan eyle. Her türlü afetten koru bizleri. Maddi manevi acılarımızı dindir. Şifa ihsan
607 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Hatim Duası Türkçe Meali
Bir kitabın teslim duası bile bu kadar muazzam olabilir mi, olabiliyormuş. Lütfen okuyalım. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamt olsun. İyi sonuç müttakilerindir. Düşmanlık ancak zalimler içindir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s)’e, onun bütün ehl-i beytine ve ashabına salât ve selâm olsun. Ey Rabbimiz! Bizden ibadetlerimizi kabul buyur! Şüphesiz
Kuran-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Kuran-ı Kerim ve Türkçe AnlamıElmalılı Muhammed Hamdi Yazır · Nuh Yayıncılık · 20105bin okunma
Reklam
Ölüden Farkımız!..
~•~ “Hiçbir pencereden ışık görünmüyor, herkes ölü gibi yatıyor. Keşke uyanık olsalar da, âhiret için birazcık çalışıp Hakk’a yönelseler ve böylece kıyâmet gününde güç durumda kalmasalar. Yoksa bu hâlleriyle ölüden farkları yok.” ~•~
Sahabe Kiram Radiyallahü Anhüm Ecmain’de Allah Korkusu
Sahabileri düşünen kimse onların hem ciddî bir amel ve çaba, hem de büyük bir korku içinde olduklarını görür. Biz ise, amelde gevşek hatta ihmalkâr olduğumuz gibi aynı zamanda korkudan uzakta, güven hissi içindeyiz. İşte Ebû Bekir Sıddık Radiyallahü Anh O: "Keşke bir mü'minin bedeninde bir tüy olsaydım!" demiştir. Bunu Ahmed b.
ÂHİRET İÇİN LÜZUMLU BEŞ ŞEY
Şakîk-ı Belhî rahimehullâh buyurdu: “Beş şeyi aradık, onları şu beş şeyin içinde bulduk: Rızkımızda bereket aradık, duhâ (kuşluk) namazında bulduk. Kabirlerimiz için nûr aradık, gece namazında bulduk. Münker ve Nekîr’e, kabirde nasıl cevap vereceğimizi aradık, Kur’ân-ı Kerîm’i çok okumakta bulduk. Sırât’tan nasıl geçebileceğimizi aradık, oruç tutmak ve sadaka vermekte bulduk. Kıyamet günü mahşer meydanında Arş’ın gölgesine nasıl gireceğimizi aradık, Hazret-i Allâh’a ihlasla kullukta bulduk.”
ÂHİRET İÇİN LÜZUMLU BEŞ ŞEY
Şakîk-ı Belhî rahimehullâh buyurdu: “Beş şeyi aradık, onları şu beş şeyin içinde bulduk: Rızkımızda bereket aradık, duhâ (kuşluk) namazında bulduk. Kabirlerimiz için nûr aradık, gece namazında bulduk. Münker ve Nekîr’e, kabirde nasıl cevap vereceğimizi aradık, Kur’ân-ı Kerîm’i çok okumakta bulduk. Sırât’tan nasıl geçebileceğimizi aradık, oruç tutmak ve sadaka vermekte bulduk. Kıyamet günü mahşer meydanında Arş’ın gölgesine nasıl gireceğimizi aradık, Hazret-i Allâh’a ihlasla kullukta bulduk.”
Reklam
Eski Müslümanlar, İslam'a göre dünya ve ahiretin bir bütün olduğunu da biliyorlardı peygamber Aleyhisselam: kıyamet kopar da sizden birinizin elinde bir fidan bulunursa, kopması tamam olmadan o fidan dikebilirse diksin. Bunda kendisi için ecir vardır "buyuruyor. İslami idealin kendisi ile imtiyaz kazandığı bu mübarek hadisten ilk akla gelen şey şudur: ahiret yolu dediğimiz şey aslında dünya yolunun ta kendisidir. Her ikisi arasında ayrılık gayrılık yoktur. Zaten biri dünya için, diğeri de ahiret için olmak üzere birbirinden farklı iki yol mevcut değildir. Ancak bir tek yol vardır: Bu yol hem ikisini içerir hem de dünya ve öteleri birbirine bağlar. Ahiretin bir yolu var: adı ibadet; dünyanın da bir yolu var: adı amel şeklinde bir ayrılık mevcut değildir. Her iki aleme giden yol birdir. Şu kadar var ki, yol dünyada başlar, ahirette biter. Ve bu yolda aksiyon ibadetten; ibadet de aksiyondan ayrı değildir. İslam'a göre ikisi de birdir. Birbirine karışmış halde, eşit şekilde devam etmektedir. S;34
Ahiretini sermayen; dünyanı ise ondan elde ettiğin kâr gibi kabul et. Zamanını öncelikle âhiretini kazanacağın işlere ayır. Sonra artan vakit olursa dünyaya ve geçimlik elde etmeye ayır. Dünyanı sermayen; âhiretini ise ondan elde ettiğin kâr gibi düşünme. Şayet böyle düşünürsen; dünyandan arta kalan zamanını âhiretin için harcar olursun. Dünyadan artakalan zamanlarında rükünlerine dikkat etmeden, rükû, secde ve tadîl-i erkanını gözetmeden namaz kılarsın. Ya da üzerine yorgunluk çöker de namazını hiç kılmadan uyursun. Geceleyin ölü gibi yatar; gündüzün boş gezersin. Nefsinin, hevânın ve şeytanının peşine düşersin. Dünyayı elde etmeye karşılık âhiretini satarsın. Nefsinin kulu ve bineği olursun. Hâlbuki sen, ona binip terbiye etmekle ve onu kurtuluş yoluna yani ahiret tarafına yöneltmekle ve Mevlâ’ya itaat ettirmekle yükümlüydün. Sen nefsinin sözünü tutarak ona haksızlık ettin, zamanını ona bıraktın ve şehvet ve hazlarında onun ve şeytanın ardına düştün. Bu yüzden hem dünya hem âhiret hayrı senin elinden kaçtı, kaybettin. Kıyamet gününe din ve dünyaca insanların en pulsuz ve ziyankarı olarak girdin. Nefsinin ardına düşerek dünyadaki kısmetinden fazlasını elde edemedin.
Sayfa 47
Efendimiz (asm) hariç bütün peygamberler dinlerini bir seferde almışlardır, Efendimiz ise yirmi üç senede almıştır. Çünkü O'na (asm) indirilen din, o saatten kıyamet vaktine kadar insanlığın tamamımın her alanını kapsayacaktı ve bu yüzden de insanlarin yaşayışında temellendirilmedik hiçbir yer bırakılmaması lazımdır. Peki Islam dininin altında hangi meseleler yirmi üç yılda tamamlanmıştır? Faiz, Veda Hutbesinde yani 23 yılın sonunda yasaklandı. Zekât ve oruç on beşinci yılda, tesettür on altıncı yılda farz kılındı. Peki bunlar için neden böyle aşamalar beklenildi? Sebebi belli. Bir insan "iman, İnanç, ahiret, Allah beni ne için yarattı, benim bir kul olarak ne yapmam lazım, ahlakımın hangi dengede olması lazım" gibi noktalardan yaşantısını temellendiremezse az önce saydığımız hiçbir şeyde de başarılı olamaz. Bu yüzden bu az önce saydığımız meseleler emir olarak gelene kadar ki süreç içerisinde Efendimiz (asm) iman ahlakını, tevhid ahlakını onlarda sürekli temellendirdi.
Sayfa 243Kitabı okudu
Azizim üstelik geçecegin el de kimin olur olsun pek de el değil, seni esir edip kendi senden bin beter hali ile hükümran olacak, sen zaaf ve hile içinde ve kendi aleyhine, benliğin aleyhine tanıklık ile suçlu olacaksın. İnsan insanı hep yanlış tanır lehine ya da aleyhine, muhakkak yanlış tanır, üstelik çoğu zaman tanıtanın da suçu değildir bu. Sendeki mevcut nasıl bir tanımaya izin veriyorsa o şekil tanırsın, çok da üstelemezsin. Bir insan hakkında yedi milyar kişi tanıklık etse yedi milyar yalan duyarsın, bakalım bunların sonu ne olacak, ben de merak ediyorum. İnsan ne yaptığını bilse neden yaptığını bilmiyor, yaptığının başka yerde veya insanda aldığı yolu, haliyle ne büyüklükte, ne hasarda bir şey yaptığını da bilmiyor, basit şeyler düşünerek büyük şeyler yapıyor. Biz en iyisi ahiret İşlerini dünyada halletmeye, kendi kendimize teraziler kurup sahte tartılar yapmaya boş verelim Azizim, boş. Bu da kibirdir belki. Hatta kibir insanın bilmediği her şeydeki cevabıdır. Bilmiyor musun, fikrin bile mi yok, kibirdendir de yüzde doksan doğrudur. Kendini bil demişler doğrudur ama bil de bağıra bağıra söyleme, insan her bildiğini söylese ne olur değil mi, kendin bil, zaten hakkıyla bilirsen ağzını da açmazsın anlıyor musun?
Sayfa 353Kitabı okudu
Resim