Olanlar ve Olacaklar
༄ ༄ ༄
Dünyanın en ünlü tarihçilerinden olan Britanyalı ve on altı kitabın yazarı Niall Ferguson; Stanford Üniversitesi’ndeki Hoover Enstitüsü’nde Milbank Ailesi Kıdemli Üyesi ve Greenmantle LLC'nin genel direktörüdür. İnsan hayatının dünya dengesi içinde mümkün uyumlar dahilinde istikrar
"Günümüzün tarihi durumu, bizi proletarya mefhumunu terke falan zorlamıyor; tersine, tarihi durumumuz bizi bu mefhumu Marx'ın bile muhayyilesini zorlayacak bir varoluşsal seviyeye dek radikalize etmeye zorluyor."
Günümüzde bilim ve teknoloji, hedefini doğal süreçleri anlamak ve yeniden -üretmekle sınırlamıyor; bizi şaşırtacak yeni hayat biçimleri yaratmayı da hedefliyor. Amaç artık, (olduğu şekliyle) tabiata efendilik yapmaktan ibaret değil; amaç alışılageldik tabiattan -buna kendimiz de dahil- daha büyük, daha güçlü, yeni bir şey yaratmak -doğal olmayan metotlarla üretilmiş tüm ucubeler, deforme inek ve ağaçlar, ya da, daha olumlu bir rüyadan örnek verelim, genetik manipülasyona uğratılmış organizmalar, hep işimize gelen bir istikamette "geliştirilmiş"tir.
Acaba, nanoteknolojik deneylerin hangi öngörülmemiş sonuçlara gebe olduğunu tahayyül edebilecek miyiz: Kontrol dışı, kanser-benzeri biçimlerde kendini yeniden üreten yeni yaşam biçimlerini?
Sigmund Freud "medeniyetin memnuniyetsizliği"nden söz etmişti - insan denilen hayvan, medeni hayatın talep ettiği kısıtlar altında asla huzur bulamıyor, insanların içindeki bir şey daima medeniyete başkaldırıyor, diyordu. Çağda bilim ve teknolojinin getirdikleriyle birlikte memnuniyetsizlik, kültürden bizzat tabiata yöneliyor: Nüfuz edilemeyen yoğunluğunu kaybettikçe -insani formunda olsun ya olmasın- tabiat gayri-tabiileşiyor. Bu haliyle bize, herhangi bir anda patlayıp felaketli istikametlere doğru saçılabilecek kırılgan bir mekanizma gibi görünüyor.