Iki ihtimal vardı ya dinlerin hoşgörü yönünü esas alıp birlikte yaşamayı seçecektik, ya da dinleri ortadan kaldırıp yeni bir anlayışla yaşayacaktık biz ikisini de yapamadık, dinleri kıyım makinesine dönüştürüp, insanları o kıyım makinesinde yok ettik, ediyoruz... Her şeyi yarattığımız dini ideolojiler üzerinden değerlendirip, insanı o dini ideolojinin tek motifi haline getirdik, bu motiften başka bir şey yokmuş gibi, doğanın bütün değerlerini yok ettik ediyoruz. Halbuki doğada özne olan tek varlık insan değildir. Doğanın kendisi de bir öznedir. Insan mikro evren ise, doğa makro evrendir. Doğadaki hayvanlar da, birer öznedir, bitkiler de birer öznedir. Doğadaki tüm organizmalar birer öznedir. Temel olan bu öznelerle simbiyotik bir ilişki kurup, optimum dengede yaşayabilmektir. Bunu başarmanın en temel yolu da zihniyet devrimini gerçekleştirmektir...