Tarikat derslerimizin kıymetini bilelim, onunla yaşayıp, onunla gidelim âhirete. Tarikat derslerimize çok dikkat edelim. Hususi tarikat sohbeti yapın ihvanlarımıza. Âyet-i celîlede buyruluyor ki:
"Elbette Allah'ı zikretmek en büyük şeydir." (Ankebût:45)
Bu anlayış farkının kökeninde ne vardır? Batı kültürü daha çok kontrolcü, Doğu kültürü daha çok kadercidir. Hayatını kontrol etme güdüsüyle yetiştirilen bir Batılı, bunu ideal yaşam durumu olarak kabullenir ve bir gün hayatı üzerindeki kontrolünü kaybettiğinde, hemen denetimi eline almak için yoğun bir çaba içine girer. Çok sayıda denemeden sonra
Namaz, mü’minin miracıdır. Biz namazla Allahu Teâlâ hazretlerine miraç ediyoruz, etmemiz lazım. Dünyayı, dünya fikrini bir tarafa koyup da namazı öyle kılmamız lazım. Namazın kadrini kıymetini bilelim. Namazı bir angarya gibi kılıyorsak demek ki daha hamız. Daha kabuğumuz yeşil. Daha içimizde tat yok, ekşiyiz. Namazın zevkine varmışsak tamam, olgunlaşmaya başlamışız demektir. Namazın miraç olduğunu bilip Allahu Teâlâ hazretlerinin huzurunda olduğumuzu bilip Allahu Ekber dediğimiz zaman; “Yâ Rabbi! Sen her şeyden daha ulusun, daha büyüksün, senin huzuruna geldim. Bak, senin karşında, kul olduğum, kölen olduğum, mahlukun olduğum için elimi bağladım, boynumu büktüm, senin huzurunda duruyorum.” diye o Zât’ın huzurunda eğildiğimizi bilip secdeye kapandığımız zaman, o şerefli pâk alnı onun için yere koyduğumuzu bilip namazı öyle zevkle kılanlardan eylesin.
Ama kulaklarımızda halen yardım çığlıkları dururken, insanlık namına!
Ama burada, zamanın bu noktasında işte insanlık biziz. Beğensek de beğenmesek de. Bunun kıymetini bilelim, çok geç olmadan!
Kendine müşfik ol. Niye? Cenab-ı Allah sana karşı ne kadar müşfik? Kendimize karşı zalim olmak bize yakışmaz. Bu demek değildir ki her türlü kaydı kaldıralım ama şefkatle ölçüler dahilinde kendimize şefkatle davranalım. Allah’ın bize verdiklerinin kıymetini bilelim. O şükrü eda edelim.
Bir yola girmişiz, tarîkat demişiz. Birbirimizle dost olmuşuz, ihvân demişiz. Bunu samîmî yapmak lâzım!.. Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin zikrini vazife olarak üstümüze almışız. Aldığımız hazinenin kıymetini bilelim!..
Bir kalpten Allah demek dört milyon dokuz yüz bin derece sevap kazandırırsa insana, kalbi zikrullahla zikr-i müdâm halindeki meşgùliyete erişmiş bir insanın derecesini nasıl ölçeceğiz?.. Onlar dünyanın direkleridir. Dünya onların yüzü suyu hürmetine ayakta durur.