Serin bir sonbahar hafta sonunda, karlı bir kış tatilinde, ılık bir ilkbahar günü ya da tatile gittiğinizde kafa dağıtmak için okunacak o ideal kitap bence Birbirimiz İçin Yaratılmadık. Çok düşünmeden sadece okuduğunuz, eğlenceli ve bittiğinde yüzünüzde bir gülümseme olacak bir kurgusu var.
En azından benim için öyle oldu. Ama itiraf ediyorum okurken kitap boyunca birçok yorum oluştu kafamda. Çok düşünmeden, kısmında çuvalladın ben bir tık. Kelsey yüzünden sinir krizi geçirdiğim anlar çok oldu. Ancak sonunda bitirdiğim kurgu beni tatmin de etti.
Öncelikle ilk kitabı okumadıysanız bence ilk onu okuyun. İlk kitabın karakterleri farklı olsa da burada sık sık isimleri ve hikayeleri geçiyor. Eğer okuduysanız elbet Huxley'in kardeşi JP ve Lottie'nin kız kardeşi Kelsey'i hatırlarsınız. Bu kitabımız "kendi romantik ilişkisini ve mutlu sonunu" bulmaya kafayı takmış Kelsey ve dışarıdan çapkın, içine girince pamuk gibi JP'nin hikayesi.
Kitabı eğlenerek okudum ben. Kahkaha attığım yerler fazlaydı. İlk kitaptaki salt cinsel imalar burada da az olsa da karakterler arasındaki çekimi son noktaya kadar taşımıştı yazar. Romantik kısmı bu sefer daha iyiydi ayrıca. Sadece Kelsey beni sinir etti. Karakteri anladım ancak benimseyemedim, haklı göremedim. Benim için kitabın kahramanı JP. Kendisini aşırı sevdim. Breaker'ın hikayesini de çok merak ettim. Aynı şekilde yazarın Kelsey bölümlerindeki podcastlerde konuk ettiği karakterlerin kitaplarını da merak ettim. O kitaplardan gözüme kestirdiğim, okumak istediklerim var.