"...Ne kadar insan varsa o kadar aşk ve tanımı vardı.Her aşk özneldi.Aşkı genel bir tanıma sığdırmak aşkın özünü hafife almaktı.Kimine göre cesaretti aşk , kimine göre beklemek, bazılarına göre hasret, bazısına yetişmek, bazısına geç kalmak...Yani aşk; tanımında çoğalan bir şeydi, içinde ruh izleri taşıyan parmak izleri gibi..."
Nilüfer, Aydan , Şeyda ve Berna...4 genç kız 4 farklı yaşam,.Aynı ev içine sığdırılmış 4 farklı hikaye , 4 farklı geçmiş ve 4 farklı son.Kısacası yine ben ve yine kadın hikayeleri.
Her birinin hikayesi ve acıları başka ama Şeyda 'nın ki bambaşka.Beni oldukça etkiledi ve hüzünlendirdi.
Çocukluk travmalarının yetişkinlik döneminde de etkilerini devam ettirdiğini; yaşam seklini, düşünme tarzını, seveceği insanları, aşka bakışını dahi etkilediğini gösteren güzel bir kitap.
Bu hikayeler ile mavi kelebek arasındaki bağlantı kadar dili ve anlatımı da güzeldi.Keyifle okudum.
Kadın hikayeleri okumak güzelse de sonu güzel olan kadın hikayeleri okumak ayrı güzel.Kadınların daima güçlü, zorlukları yenebilecek cesareti ve gücü olduğunu gösteren, bunu dostlukla süsleyen bu kitabı okumanızı tavsiye eder , nice keyifli okumalar dilerim...