Sen hiç bir bulaşık makinesinin sıkıntıdan patladığını biliyor muydun
O kirli yağlı bazen içlerinde kalan artıklarla yıkamaktan iğrendiğini suyunu sabunun değdirmek istemediğini . kokudan başının döndüğünü ama asla onları döndürmek istemediğini biliyor muydun. Sen hiç bulaşık makinesinden çıkardığın temizlenmiş tabağına bakıp bu çizik nasıl
Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git...
Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git!
Yavrusunun yoluna dalan bir dul bakışı
Andırıyor ışıksız evinde pencereler.
Biraz yeşermek için beklesin artık kışı
Çağlayansız yamaçlar,suyu dinmiş dereler.
Bir sarı yaprak gibi
ERKEK TİPOLOJİLERİ
Kişilik sorunu, otuz yıllık mücadele tarihimizin en temel sorunu olarak süregelmiştir. Kürt toplumsal gerçekliğinin karmaşıklığı, dış güçlerin baskıcı-asimile yöntemleri ile ortaya çıkan kişilik gerçekle- ri, her boyutuyla içinde bulunduğu çıkmazı derinleştirmiştir. Kürtlük bilincinin kişiliklere parçalı yansıması, ağırlıkta da
Ben seviyesiz insanları hiçbir zaman önemsemedim.İşte bu yüzden, dün gece sen eve girdiğinde, kendi kendime dedim ki" Kız kardeşim gerçek bir adamla evlenmiş!" Tabii ki bu senin için söyleyebileceklerimin hepsi değildi.
Tennessee Williams
Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Barış Bıçakçı'nın Bizim Büyük Çaresizliğimiz'ini ikinci kez bitirdim. İlkindeki hayranlığım, aradan dokuz sene geçmesine rağmen perçinlenmiş oldu. Post-modern bir kitap, post-modern bir yazar- kendisini böyle tanımlamıyordur büyük olasılıkla-;bir Ankara kitabı, bir dostluk kitabı, bir aşk(ınlık) kitabı; metinlerası ve üstkurmacalı bir
Ağır ceza reisi duruşmaya girerken
safir bir göz yapışıyor kırmızı yakasına
kırmızı yakaları var yargıç cübbelerinin
Fransız İhtilalinden kalma.
Burslu okuduğu yıllardan kalma ceza reisinin
garip bir tarafı var
kaşlarını çatınca bir çocukluk
dolduruyor yüzünü
ürkünç bir uğursuzluk
gülümsediği sıra.
Garip bir tarafı var valinin
makam arabasına
limonlu dondurma
İşte böyle kuzum, anlayacağın şu ömrümde pek çok şeye göğüs gerdim. Hani diyor ya Ahmet Arif; aç kaldım, susuz kaldım. Parasız kaldım. Annem, babam, seninle de tanıştırdığım küçük kız kardeşim, üniversite arkadaşlarım, bir masada gülüp eğlendiklerim; benim de figüranlığını yaptığım, kimi zaman ana karakterlerinden olduğum onlarca güzel insanın
Anılaşan bir gün
Kardesim bir köyde imam. Beraber camiye geçtik teravih icin.
Tabii köy halkına yabancı geldim hemrn baktılar biraz garip. Dedim ki imamın ablasıyım.
Sonra her giren teyze beni sordu birine senin gelin mi diye baska biri birine senin kız mı falan ve rahat bu olay bir beş defa yaşandı.
Beni gelip soran her teyzeye benden önce bir cık sesiyle imamınnn ablası diye tanıttılar.
Cok tatlılardı.
Büyüdük her birimzin yolu bir yerde ayrıldı. Başka şehirlere gittik eğitimlerimizi tamamladık. Hayat çok farklı. Ama beraber büyüdüğün karındaşlarının güzel yerlerde olması, iyi bir insan olarak tanınmaları cok başka bir his.
Allah en güzel yolları nasip etsin bana ve kardeşlerime. Daim eylesin yolumuzu da💫
Bu arada niyet ettim Allah rızası için teravih namazı kılmaya uydum kardeşime dememek için zlr tuttum kendimi. :))
15 Mart 2024
Cuma
evet, o mâlum gün... :) 8 Mart. açıkçası bununla ilgili bir şey yazmak hiç aklımdan geçmedi. çünkü sizler de biliyorsunuz ki bu "8 Mart" sadece dilde. asla pratiğe dökülmüyor. 8 mart çok güzel, çok özel bir gün. kadınların günü! 💌🥹 fakat ben bu günün hak edildiği gibi değer görülmediğini, herhangi bir şey yapmaya çalışılmadığını
Hadis alimi Ubeyd b. Yeîş diyor ki:
“Otuz yıl geceleri uyumadım, (vakit kaybetmemek için) kendi elimle yemek yemedim. Kız kardeşim eliyle beni yedirirken ben (hadis) yazıyordum.”
[Siyeru alâmi’n-nübelâ, 11, 459]