1. Schopenhauer - Say yayınları dizisi
2. Schopenhauer - İsteme ve Tasarım olarak dünya
3. Schopenhauer - Aşkın metafiziği
4. Rudiger Safranski - Felsefenin yaban yılları( Schopenhauer biyografisi)
5. Nietzsche - Böyle buyurdu zerdüşt
6, Nietzsche - Putların Alacakaranlığında
7. Nietzsche - İyinin ve kötünün ötesinde
8. Nietzsche - Ecce
Evimde rahat koltuğuma oturmuş bir vaziyette bu incelemeyi yazıcağım için şimdiden vicdan azabı çekiyorum.
Öncelikle Martin Eden Sadece bir aşk romanı yada bir macera romanı değildir! jack londan'ın hayatının bir bölümünün romana kurgulanmış halidir.
Zor zamanlarda hepimiz bir hedef oluşturur ve bu hedefe bağlı kalacağımızı söyleriz ama rahat
Liste elime ulaşınca yazar ve fiyat araştırması yapıp, not aldım.
Umarım sizin de işinize yarar.
Kampanya temmuz sonuna kadar D&R mağazalarında geçerli.
İnternet satışlarında geçerli değil.
♥️Listeyi gönderen sevgili Bahar’a teşekkür ediyorum.
Bundan önce 72 kitap daha var. Onlar el yazısıydı ekleyemedim buraya.
Instagram hesabımdan
Devrim aydınlık ufuklar ister. Hep biraz daha ötesini görmeye sevdalıdır.
Devrim direnç ister, azim ister, inat ister.
Devrim inanç ister güzel günlerin geleceğine dair.
Işsizliğe, yokluğa, sefalete ,diktatörlüğe karşı;
"Ekmek, barış, özgürlük!" hayallerinin yeşerdiği bir Ekim fırtınasında savrulmadan dik durabilecek yürek ister.
"Kara Sis" birbirlerine cezaevinde
hikâyelerini anlatarak birbirine tutunan mahkûmların hikayesi. Hikâye 1998 yılında Taşkale Cezaevinde başlar, daha doğrusu 1998-2002 yılları arasını kapsar. Cezaevine girmiş bir öğretmenin Mesut Hoca'nın gözünden anlatılır hikaye. Koğuşta altı kişiler her biri kendilerince aralarında lakapları var
Aşk insanı değiştirir derler. Kesinlikle doğrudur bu. Bazen yerden yere vurur, bazen de yerdeki ruhunuzu alır göğe çıkarır. Ana karakterimiz olan Martın de tam olarak ruhunu göğe çıkarıp sonra yaşadığı hayal kırıklığı ile bir başına kalışının öyküsüdür bu. Hayır hayır spoiler değil bu, hemen arka kapakta görebileceğiniz bir bilgi, aslında bu sefer
Fyodor Dostoyevski
Evet, yanlış okumadınız. Yukarıdaki cümle edebiyatın en büyük isimlerinden Dostoyevski’ye ait.
Edgar Allan Poe’nun öyküleri Rusya’da yayımlanır ve ardından Dostoyevski bu öyküleri okuyarak Poe’ya olan hayranlığını bir yazısında dile getirir.
Hatta birçok kişinin bilmediği bir gerçek bize şunu söyler:
İsmi tarafından terk edilmiş bir şehir gibi yüreğim.
Her ne kadar adını koymaya çalışsamda ; yokluğunun eş anlamlısı hiç bir imla kitabında geçmiyor…
Sanki Türk Dil Kurumu yasaklamıştı yokluğunu…
Gittiğin günden bu yana bu şehir çok değişti.
Hunharca katledilmiş hayallerim, boyası dökülmüş umutlarım ve dünden kalma yarınlarla ayakta durmaya
Robert Jordan'ın ölümünden önce yazdığı son kitap olan Zaman Çarkı serisinin 11. Kitabı Düş Hançeri; karakterlerin heyecan verici bireysel mücadeleleri, farklı kültür ve yaşam biçimlerine sahip halklar ile etkileşimleri, ilk kitaptan itibaren yaşanılan zorluklarla şekillenen karakter gelişimleri, merakla beklenen olay örgülerinin sonuçlarına
Bugün beni çok etkileyen, Kronik Kitap'ın İkinci Dünya Savaşı setinden okuduğum Kan Kırmızı Karlar'dan ve kitabın bana hissettirdiklerinden bahsedeceğim. Bir makineli tüfek nişancısı olan Günter Koschorrek'in kendi kaleminden Barbaros Uzunköprü çevirisi ile okuyoruz bu dehşetli anıları.
1942 yılının 18 Ekim'inden başlıyoruz okumaya. Gencecik
Uzak yerler, başka bir dünyaydı sanki. Yaşadığımız yerlerse kıpırtısız, sakin, kendine göre bir düzenle hiç bozulmadan işleyen."Ahh..." diyor birdenbire Kamber. "Şimdi uzaklarda, ama çok uzaklarda bir yerde bir dere köpüre köpüre akar, sesi dağların arkasında yankılanır. Kızıl tüylü keçilerden bembeyaz, dumanı üstünde sütler sağar iyi kalpli anneler. Bir delikanlı türkü söyler kayaların arasında, sevdalıdır, dalga dalga gelir sesi. Yüz elli yaşındaki anam, bir dilim sıcak ekmek verir bana. Ah, o ekmek ne güzel kokuyordur şimdi kimbilir. Bütün bunları görebilmek için gözlere ne gerek var?.." Yürüyoruz Kamber'le. Sonsuz bir ovaya ulaşmak istiyoruz. İnsanların çiçekler gibi sessiz, nazlı oldukları bir ovaya.