İradesiz ayağa kalkmanın CEZASI : HUZURDAN KOVULUŞ… Sultan Hamit, doktorlara daima mültefitti Kendisi şahsan da hastalıktan hiç hoşlanmazdı. Saray halkından biri rahatsızlansa âdeta telâşlanırdı ve hastayı tedavi eden doktorun muvaffakıyetini rütbe ve nişanla takdir etmiş görünürdü. Daima da tababetin ilerlemesine hâ- dim olmak istediğini
Bu devrede,kendini gûya tepesindeki Kızıl Sultan baskısından -ah o ne mübarek baskıydı !-kurtulmuş farzeden gazete,hakikatte,tam bir Yahudi tertibi "Hürriyet,Müsavat,Adalet"maskeleri altında,perde arkası gizli kuvvetlerin kuklası olur.
Uzun zaman okunacak kitapların arasında kaldıktan sonra okudum ve bitirdim. Öncelik Osmanlı İstanbul'u ve Osmanlı İstanbul'u olarak konumlandırmak istiyorum
Kitap, Sultan İkinci Abdülhamid Han'ı yoğun bir şekilde eleştiri yağmuruna tutmuş, kızıl Sultan baskıcı korkak çıkarcı vb. Koskoca Devlet-i Âliye'ye otuz üç yıl yöneten bir
Esere başlamadan önce üzerinde fazlasıyla durduğum Abdulhamit dönemine değinmek istiyorum .
II.ABDÜLHAMİD DÖNEMİ;
Tahta geçen II. Abdülhamid Osmanlı Devleti'nin 34. Padişahı ve 113. İslam halifesidir .(1876-1908) yılları arasında 33 yıllık bir hüküm sürmüştür. Kanun-i Esasi'nin hazırlandığı , meşrutiyetin ilan edildiği ,
Sultan Hamid'in kanlı bir hükümdar ve bir "kızıl sultan" olduğu hakkındaki iddialar da iftiradır. O, ancak, bu vatanı parçalamak isteyen Ermeniler için bir kızıl sultandır. Vatan düşmanları için kızıl sultan olan Abdülhamid, bizim için, olsa olsa, "ak sultan" olabilir.
Şimdi gelelim Alparslan dönemine. Sultan Alparslan, arncasının politikalarını aynen devam ettirdi ve 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi ile Doğu Roma' nın belini kırdı. Artık ikinci düşmanla ilgilenebilir, Fatımilerin üzerine yürüyebilirdi.
Ancak 1072'deki talihsiz ölümü, Alparslan'ın Fatımi Seferi'ni başlamadan bitirdi. Yerine geçen oğlu Sultan Melikşah ise Filistin ve Suriye meselesini çözmek için Atsız adında bir Türkmen beyini görevlendirdi. Alparslan'ın Romanos Diogenes'i karşılamak üzere Azerbaycan'a çekildiği günlerde Suriye topraklarına büyük bir Türkmen akını gerçekleşti. Bunlar Selçuk Bey'in oğlu Aslan Yabgu'ya bağlı Türkmenlerdi. Başlarında da Atsız, Kızıl ve Şöklü gibi beyler bulunuyordu.
Kudüs' e bir saat uzaklıktaki Ramle'ye yerleşen ve burayı kısa sürede bir kültür ve sanat şehrine dönüştüren Türkmenlerin yeni hedefi Kudüs'tü. Atsız Bey önderliğinde kuşatılan şehir kolayca ele geçirildi. Fatımilerin Kudüs valisi Türk kökenli idi ve eman verilmesi halinde şehri teslim edeceğini bildirdi. Selçuklular hiç kan dökmeden bu mukaddes şehre girdiler. Tarihler 1073'ü gösteriyordu. İlk cuma namazında Sultan Melikşah ve Abbasi Halifesi adına Sünni usulde hutbe okundu. Türklerin Kudüs hakimiyeti böylelikle başlamış oldu, Filistin'de Büyük Selçuklulara bağlı vassal bir Türkmen Devleti kurulmuştu ve bu devletin başkenti Kudüs'tü.
Ulu Hakan Sultan İkinci Abdülhamid Han
Hz.
"Kı*zıl Sultan demek"
Ne demek !!
33 yıl Devlet-i Âliye'yenin memalik-i Osmanlı'nın, Âl-i Osmanlı padişahına bu kelam hiç şık cümle olmamış... hiç (Syf89)
Resmi adı " Yıldız Belediye Gazinosu" olan kumarhanenin açılıp faaliyete geçmesinin ardından Avrupa'nın bazı şehirlerinde kumarhanenin tanıtımı maksadıyla üzerinde
"Kızıl Sultan Köşkü Kumarhanesi" yazılı ilânlar dağıtılmıştı.
Papa V. Nicolaus, aynı yılın eylül ayı sonunda bir papalık fermanı (bula) yayınlayıp Hıristiyanık âlemini Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşmaya çağırdı. Fatih Sultan Mehmed'den "Hıristiyan Kilisesi'ne zulmeden, şeytanın oğlu, azap ve ölümün oğlu, şeytan babası gibi kana ve can almaya susamış. Hıristiyan kanı dökmeye hiçbir zaman doymayan kuduz bir canavar gibi yetiştirilmiş" diye bahsediyordu. Bu vesileyle yeniden Osmanlı sultanının Deccal'ın kendisi, Kıyamet'in kızıl ejderi olduğunu iddia ediyordu.
Zülfü Livaneli II. Abdülhamid'in tahttan indirilip, Selanik'e sürgüne gönderildiği zamanları, devrik hükümdarın ruh halini , çevresinin onu nasıl zalim gördüğü üzerine akıcı bir romandı. Tarihi kitapları seven biri olarak özellikle doktorunun Kızıl Sultan'a karşı kararsız duygu ve düşünceleri, padişahın kendini savunma biçimleri beni romana çekti.