"Gene döneceksin senin de mayanda onların mayasında olandan var. Köroğlunun, Pir Sultan Abdalın,Sakarya Şeyhinin..." Birisi aşık, hem pir, hem aşık. Güzel türküler söyler. Alevi, Kızılbaş, asi. Şahın adamı, Şah Alinin, hani Düldül atının sahibi Hazreti Ali var ya, onun adamı. Bu yüzdende padişaha düşman, ona asi. Bir sabah
Sayfa 600 - Görsel YayınlarKitabı okudu
Orman aslandan boşalınca,yiğitler yurdunu çakal aldı.
Sayfa 123 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Reklam
Emire Nişli ~ Aşık Veysel'in Ölüm Yıldönümü~
Bugün dünyaca ünlü halk ozanımız Aşık Veysel'in ölüm yıldönümüdür. Kendisini rahmetle anarken; hayatı ve eserleri hakkında bilgi vermek istedim. Aşık Veysel, dizelerinde sevgiyi kardeşliği, doğayı, ölümü, eşsiz bir üslupla betimlemiştir. Aşık Veysel 1894 yılında Sivas’ın hiç bilinmeyen, dünyadan kopuk bir köyünde doğmuştur. Bu yıllarda bütün
Hangi hükümdar, komşu bir hükümdarın bu hırsızlığına tahammül edebilirdi? Kendi devletini kuvvetlendirmek için komşusunu zayıflatmak acaba ne kadar siyasi başarı sayılmalıydı? Komşusunun koyunlarını çalıp kendi sürüsüne katan bir çoban komşuluk hakkını ihlal etmiş olmaz mıydı? Böyle bir tutum, aralarında hiçbir çekişme, hiçbir anlaşmazlık, hiçbir kötü mücadele olmayan bu iki komşu arasında düşmanlık tohumları serpmez miydi? Üstelik bu komşular hem Türk, hem Müslüman iken!.. Kimisinin Sünni, kimisinin Kızılbaş olması kimin umurundaydı? Bu konuda ikilik çıkarmak, millet arasına nifak sokmak İslam âlemini ikiye ayırmak demekti ki bunu İslam devletlerinde hiçbir hükümdar istemezdi. Din savaşı yapılacaksa işte Haçlılar, hemen bir sınır boyu kadar yakında duruyorlardı. Hemen her İslam devletinin sınırlarında Hıristiyanlardan bir düşman devlet bulunuyordu. Gaza, Hıristiyanlarla Müslümanlar arasında olurdu, iki Müslüman devlet arasında değil.
Sayfa 112 - Kapı Yayınları 1. BaskıKitabı okudu
Çünkü kendisi tebaasının Kızılbaş veya Sünni olduğuna değil, devlete başkaldırıp kaldırmadığına göre işlem yapıyor, devlet menfaatinin zedelendiği yerlerde bunu yapan her kim olursa olsun, ister Sünni, ister Kızılbaş, ister Ermeni, ister Kürt, cezalandıracağını buyuruyor ve elbette ki cezalandırıyor. Ona göre bir hükümdar, tebaasını oluşturan bir Ermeni veya Arap, bir Kürt veya Gürcü arasında ayrım yapmayacağı gibi Sünni veya Şii, Hanefi veya Maliki arasında da yapmamalıydı. Ayrım, devletin aleyhine çalışanlarla lehine çalışanlar arasında olabilirdi ve aleyhinde olanların şiddetle cezalandırılmaları, habis vücutlarının bir an evvel yeryüzünden kaldırılmaları gerekirdi.
Sayfa 147 - Kapı Yayınları 1. BaskıKitabı okudu
(Arkadaslar lütfen ciddi bir sekılde yorum ve düşüncelerinizi bekliyorum)... Arap olmayıp sonradan araplaşmış olanlardan olduğuna işaretle, kavim itibariyle Arap olmadığını ifade ederek 'Peygamber, kuvvetli bir ihtimal ile uyruk itibariyle Türktür' iddiasında bulunmaktadır.
Sayfa 40
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.