Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gecenin kör karanlık yalvarışlarıyla örseledim ruhumu.. Bir tekne dolusu umudu batırdım, mutluluğumuzu çizdiğim kızılca tan yerinde.. Kaybolan yarınlarımızı aradım..
Terk edilmiş bir yerdeyiz sanki. Ülkemin yaşadığı büyük 1999 depremi buradan başlamış, en fazla hasarı buraya verdiği günümüzde bile net. Sayıca az da olsalar, üstündengeçen bunca zamana karşı dokunulmadan kalmış kalıntıları görmek.... İhsan Bey, burası bana geçen yaz katıldığım Balkan turunda Saraybosna'dan bir yerleri anımsattı. Orayı gezerken kimi evlerdeki kurşun yaraları kapatılmadan bırakılmış. Rehberimiz bunun insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri olan Srebrenitsa katliamının unutulmaması için olduğunu söylemişti. Bundan çok etkilenmiştim. İçimi buna benzer bir acı ve hüzün kapladı. Yoksa bunlar da o kızılca kıyame-tin koptuğu mahşer gününü unutmamak, unutturmamak için kasten mi bırakıldı?"
Reklam
Aya oldukça yakın, çok parlak kızılca bir yıldız fark etti ve her zamanki gibi kaskatı kesilip terlemeye başladı; çünkü ikisinin birbirine çarpması ve korkunç çarpışmayla gökyüzünü ateşe vermeleri an meselesiymiş gibi görünüyordu. İzlemektense, hemen kafasını yatak örtüsünün içine gömdü ve gözlerini sımsıkı kapattı; orada her şey tamamen karanlık, yoğun ve dardı; sanki birisi ellerinin eklemleriyle gözlerini ovuşturuyor, onları üzerinden itekliyor, göz bebeklerine baskı yapıyor, onların acımasına neden oluyordu. Hava almak için dışarı çıkıp, yıldızın ayı güvenli bir şekilde geçmiş olması için dua etti.
Mutluluk her şey değildi. Karanlık olmadan ışık olmazdı. Üzüntüyü, pişmanlığı, acıyı ve hüznü de tatması gerekiyordu. Sevdiği insanlar gidince onları özlemeliydi çünkü artık sadece anılarında yaşayabilirlerdi.
Sayfa 539Kitabı okudu
"Ama ölüm ilgimi çekiyor. Muazzam bir serüven olacak bence. Başka bir şeye dönüşmeden en azından kısa bir süre için de olsa ölü kalırım umarım. Duyduğuma göre önce beyaz ve krem arası bir renk oluyormuş sonra kızılca, en son da kucaklayıcı bir karanlık."
Sayfa 88 - YDKitabı okudu
Bloomsbury Merkezi'nin dörtbin odasındaki elektrikli saatlerin tümü, ikiyi yirmiyedi geçtiğini gösteriyordu. Müdür'ün "Sanayinin arı kovanı," diye adlandırmayı sevdiği merkez, gerçekten de arı kovanı gibi çalışıyordu. Herkes çalışmakta, her şey düzenli bir devinim içindeydi. Mikroskopların altında hışımla kuyruklarını sallayan spermler,
Reklam
Güneş ışınları yukarıdaki kar zirvelerinden ışıldıyor, siyah kızılca kargalar boşlukta birlikler halinde dans ederken patika, şimdiki zamanın bütün yayılımcı varlığı içinde karanlık ve ışıkla iç içe.
Oğuz Atay - Tutunamayanlar (Şeyh Bedrettin Destanı / Nazım Hikmet)
1. Sedirde al yeşil, dal dal Bursa ipeklisi, duvarda mavi bir bahçe gibi Kütahyalı çiniler, gümüş ibriklerde şarap, bakır lengerlerde kızarmış kuzular nar idi. Öz kardeşi Musayı ok kirişiyle boğup yani bir altın leğende kardeş kanıyla aptest alarak Çelebi Sultan Memet tahta çıkmış hünkâr idi. Çelebi hünkâr idi amma Âl Osman ülkesinde
Na Alırsınız Cenneti
- "Dinsizin hakkından imansız gelir" sözü yanlış... diyordu. Şair arkadaşıma, - Neden? diye sordum. - Yanlış, dedi, yanlışlığı tecrübeyle sabit... Bu atalar sözünü şöyle düzeltmeli: "Dinsizin hakkından gelse gelse imanı çok kuvvetli olan gelir." Böyle konuşan şair arkadaşımın adını duymamışsınızdır. iyi, güzel şiir
Biz Adam Olmayız - Sizin Memlekette Eşek yok mu?Kitabı okuyacak